Hakkımda


Hakkımda: Computerworld, PcWorld, BThaber, Btnet.com.tr, Btdunyasi.net gibi basılı ve online yayınlarda editörlük, Yazı işleri müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Doğan Gazetecilik bünyesinde Arabam.com'da Kurumsal Satış Müdürlüğü görevinde bulundu. Tüm bu işlerinin yanı sıra Newtech dergisi'nde birkaç yıl köşe yazarlığı yaptı. Seminerler ve akademilerde dijital reklam üzerine çeşitli sunumlar ve eğitimler veriyor. Halen belogic.co dijital performans ajansında co-founder olarak profesyonel iş hayatına dijital reklam dünyasında devam ediyor.
Detaylı bilgi için tıklayınız

27 Eylül 2011

En yavaş ve en hızlı download hangi ülkelerde gerçekleşiyor?

Internet bağlantılarında dünyanın en yavaş dosya indirme hızının Afrika ülkesi Kongo'da, en hızlısının ise Güney Kore'de olduğu belirtildi. Türkiye ise ortalamanın altında yer alıyor.

Pando Networks firmasının 224 ülkede 20 milyon bilgisayardan Ocak-Haziran 2011 arasında yapılan toplam 27 milyon indirmenin sonuçlarını kapsayan araştırması internet hızı konusunda ilginç veriler ortaya koydu.

Araştırmaya göre, dünyadaki ortalama indirme hızı 580KBps. Türkiye 490KBps ile ortalamanın altındayken, ABD, 616KBps ile ortalamanın biraz üstünde. 2,202KBps ile Güney Kore liderliği alırken onu, Romanya (1,909KBps) ve Bulgaristan (1,611KBps) takip etti. Litvanya 1,462KBps ile dördüncü, Letonya 1,377KBps ile beşinci ve Ukrayna 1,190KBps ile altıncı oldu.

Afrika, Güney Amerika ve neredeyse Asya ülkelerinin tamamı ortalamanın oldukça altında yer aldı. Afrika ise en düşük indirme hızının görüldüğü kıta olarak öne çıktı. Kongo, 13KBps ile en yavaş internete sahip ülke olurken, onu 14KBps ile Orta Afrika Cumhuriyeti ve 23KBps ile bir ada ülkesi olan Komorlar takip etti.

Buradan detaylı inceleyebilirsiniz:

via chartsbin.com

22 Eylül 2011

Androidçiler birbirini yiyor, Apple gülerek seyrediyor!

Androidli telefoncular böyle birbirini yerse, Apple uzun yıllar daha lider kalır bu alemde!

Geçtiğimiz günlerde Başarı elektronik Samsung'un resmi Android marketini hayata geçirdi: İndiroid.

Uluslararası arenada ise Google'ın Android hakimiyetinden rahatsızlık duyan Samsung yine BADA'yı açık kaynak kodlu hale getireceğini ifade etti.

HTC'nin kendi özerk android'i eli kulağında geliyor. Öte yandan iPhone-IOS sapa sağlam yoluna devam ediyor.

Android işletim sistemli akıllı telefon üreticisi olan firmalar böyle birbirini yerse bu pazarda artmakta olan android kullanılırlığı tekrar düşüşe geçebilir.

Android marketin tek olması oldukça önemli. Apple Appstore tek mi tek. Yıllardır kimse de burnundan kıl aldıramıyor. Bu başarılı strateji Android tarafı içinde gerekli. Ancak Android tarafında tek firma yok, birden çok firma var, Google da yeterince lokomotif görevi üstlenemiyor, haliyle android'i ciddi bir tehlike bekliyor diyorum ben ve ahanda buraya yazıyorum.

İlerleyen zamanda Android tarafında sıkıntılar daha da artacak. Windows Mobile işletim sistemli Nokia'lar piyasa çıkmaya başlayınca haydi bakalım cümbüşe.

Kısacası şen şakrak(!) günler bekliyor bizleri. Bu arada Iphone emin adımlarla yolunda ilerliyor.

21 Eylül 2011

Kadınlar İnterneti nasıl kullanıyor?

IAB Türkiye, Türk internet kullanıcılarının profilini ortaya koyan İnternet Ölçümleme Araştırması’nı yayınlandı.

IAB’ye göre Türkiye’de 12 yaş üstü 24,55 milyon internet kullanıcısı var ve araştırma bu kullanıcıların yüzde 86′sını kapsıyor.
IAB sosyo demografideki ve online kullanımdaki değişiklikleri göstermek için karşılaştırmalı bir infografik yayınladı. Bu infografiğe göre kadınlar yaz döneminde interneti aktif kullanmaya devam ediyor.

İnterneti aktif kullanan kadınların yüzde 67'si 25 yaş üstü ve hane alışverişinden sorumlu, yüzde 85'i ABC1 SES grubunda, yüzde 50'si lise ve üstü diplomaya sahip ve yüzde 21'i özel veya devlet sektöründe çalışıyor.

IAB raporuna göre kadınlar internette sosyaller ve yüzde 46'sı öğrenci, yüzde 33'ü çalışan, yüzde 21'i evde olan 7 milyon kadın sosyal medyayı en çok çevreleriyle haberleşmek için kullanıyorlar. Bunun yanı sıra, forum ve bloglara da ilgi gösteriyorlar.

Kadınlar internet üzerinden gazete, dizi gibi başka mecralara da ulaşıyorlar. Kadınların yüzde 43'ü internet üzerinden gazete ve haber okurken, yüzde 42'si internet üzerinden dizi ve video izliyor. Bu grubun yüzde 38'i 18-24 yaş arası genç kadınlardan oluşuyor.

19 Eylül 2011

Android uygulama portalı "İNDİROİD" yayında!

Android işletim sistemli cihaz kullanıcılarına içerik sunmak için geliştirilen indiroid, Türkiye’de hizmet vermeye başladı. Tamamen Türk yazılımcıları tarafından geliştirilen indiroid, yüzlerce uygulama, oyun, video ve duvar kâğıdı ile binlerce müzik dosyasını Türk kullanıcılarına yasal olarak ulaştırıyor.

Kullanıcıların http://m.indiroid.com wap adresinden ve http://www.indiroid.com web adresinden veya kendi özel uygulaması üzerinden erişebilecekleri indiroid, geniş ücretsiz içerik yelpazesiyle Android cihazlarının uygulama ihtiyacına cevap veriyor. Ücretsiz içeriklerle beraber yüksek kaliteli ücretli içerikleri de bünyesinde barındıran indiroid, kolay ödeme seçenekleriyle de öne çıkıyor.

Başarı Mobile tarafından geliştirilen indiroid, Türkiye’deki GSM operatörlerinin servisleri üzerinden ve kredi kartıyla ödeme seçeneklerini kullanıcılara sunuyor. Kullanıcıların kendi kullanıcı adı ve şifrelerini oluşturarak giriş yapabilecekleri indiroid, kullanıcı bilgilerini en yüksek güvenlik seviyesinde saklıyor ve güvenli içerik alışverişine imkân tanıyor. Türkiye’nin Türk yazılımcılar tarafından geliştiren tek Android içerik mağazası olan indiroid, her markadan her Android cihaza destek ve hizmet verebiliyor.

Türkiye’de tamamen yasal olarak faaliyet gösteren indiroid’e, herhangi bir ‘ROM kırma işlemi’ uygulanmadan erişmek ve uygulama indirmek mümkün. Bu sayede cihazların garanti kapsamından çıkması da önlenmiş oluyor. Bu özelliğiyle Türkiye’deki ‘akıllı telefon’ pazarında önemli bir boşluğu dolduran indiroid, Android işletim sistemine sahip cep telefonları ve tabletlerin işlevlerini hakkıyla yerine getirmesine katkı sağlarken, yasal telefon satışlarına olumlu etki yaparak sektör temsilcilerinin de takdirini kazanıyor.

MobilMP3 ile binlerce şarkı cebinizde
Başarı Mobile, Ağustos 2011 itibariyle kullanıcılarına MobilMP3 adı altında geliştirdiği dijital müzik servisi hizmetini de indiroid ile birlikte sunmaya başladığını duyurdu. MobilMP3 müzik platformu ile kullanıcılar 130 bini aşkın lisanslı müzik eseri arasından diledikleri şarkıyı yasal olarak Android cihazlarına indirebilecekler.

MobilMP3 üzerinden müzik satın almak hızlı ve güvenilir bir kanal yoluyla ilerliyor. Kullanıcılar SMS ile Android cihazlara istedikleri içerikleri tekil olarak indirebiliyorlar. Bu servisten yararlanmak için yapılması gereken şey indiroid vasıtasıyla sevdiğiniz sanatçıların eserlerini indirip dinlemeye başlamak.

Samsung e-kitap uygulaması da indiroid içinde
Başarı Mobile, Android işletim sistemli cihaz kullanıcıları için yeni bir e-kitap uygulaması olan Samsung e-Kitap uygulamasını da indiroid içerisinde sunmaya başladı. Yüzlerce kitaptan oluşan arşivi ile kullanıcılarının kitap ihtiyacını karşılayan Samsung e-Kitap, Pusula Yayıncılık’ın Kitapyum altyapısı ve içerik yönetim sistemi esas alınarak Samsung’un bünyesinde Başarı Mobile mühendisleri tarafından geliştirildi.

Türkiye dışında, Android Market’in açık olmadığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine de hizmet vermek ve Türk yazılımcılarının bu başarısını çevre ülkelere de yaymak için gün sayan indiroid için Başarı Mobile gerekli anlaşmaları sağlamış durumda.

IAB Türkiye Yeni Yönetim Kurulu Seçildi

Dijital endüstrinin ortak adresi IAB Türkiye,İlk Olağan Genel Kurul Toplantı’sını gerçekleştirdi

Dijital endüstride reklam ve pazarlama alanlarında düzenleme yapmak üzere 23 sektör temsilcisi tarafından, 2007’de bir platform olarak kurulan, 2011 Temmuz ayında ise dernekleşme sürecini tamamlayan IAB Türkiye, ilk Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı, 15 Eylül 2011 Perşembe günü gerçekleştirdi. Toplantıda, yeni dönemde görev yapacak Yönetim Kurulu seçildi.

IAB Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura açılış konuşmasında, 2009 ve 2010 yıllarında dijital sektörün gelişimi alanında Türkiye’nin dünya sıralamasında üçüncü sırada yer aldığını; ticari ve sosyal medya kullanımında ise, Türkiye’nin Çin ve Brezilya’nın ardından üçüncü sırada olduğu bilgisini aktardı. Reklamverenlerin bu dünyayı daha yakından tanımasının önemine değinen Ahmet Pura konuşmasında, platformun başta Reklamcılar Derneği ve bugüne kadar görev yapan kişilerin ve farklı alanlarda faaliyet gösteren kuruluşlarınların katkısıyla geliştiğini, bundan sonra herkesin IAB’ci olarak çalışacağını vurguladı.

Toplantıda, Reklamcılar Derneği Başkanı Aytül Özkan dijitalin geçen yıla göre ilk altı ay içinde en fazla büyüyen mecra olduğunu belirtirken, IAB’nin platform olarak faaliyet gösterdiği dönemde başkanlığını üstlenen Levent Erden ise, Türkiye’nin pek çok konuda dünya sıralamalarında ilk üçlerde yer almadığını, ama Internet söz konusu olunca durumun değiştiğini, dijitale ilişkin her konuda ilk 3’lere girildiğini vurguladı. Bunun Türkiye için önemli bir fırsat olduğunun da altını çizen Levent Erden ayrıca, IAB Türkiye’nin dijital bir hub’a dönüşmek için büyük bir fırsatı elinde bulundurduğunu, önümüzdeki dönemde IAB’ye bu konuda önemli görevler düşeceğini belirtti.

Yapılan seçimde alfabetik sırayla şu kuruluşlar Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi:
1. Ciner Yayın Holding
2. Crenvo Bilişim Danışmanlık
3. Eczacıbaşı
4. Grey Worldwide İstanbul
5. Maxus Medya
6. Medyanet İletişim
7. Mynet
8. Netcom Medya
9. Noktacom Medya10. PH Reklam
11. Pro-Ad Reklam
12. Reklamcılar Derneği
13. Reklamverenler Derneği
14. Reklam Z
15. Sahibinden Bilgi Teknolojileri
16. Turkuvaz Reklam
17. Yıldız Holding

Yedek üyeler ise şunlar oldu:
1. Avea İletişim
2. BBG Reklam
3. Cocacola
4. Dijital Büro
5. Doğuş Yayın Grubu
6. Optimum Media
7. RGTE İletişim

(33 ülkede faaliyet gösteren IAB (Interactive Advertisement Bureau), tüm dünyada interaktif
reklamcılığın gelişmesi, reklam yatırımlarından daha fazla pay alması için çalışıyor. Bu amaç
doğrultusunda reklamverenlere, ajanslara ve medya ajanslarına interaktif iletişimin katma
değerini anlatıyor. Kamu nezdinde yürüttüğü çeşitli faaliyetlerle endüstrinin doğru ve nitelikli
biçimde büyümesine katkı sağlıyor. Merkezi Amerika'da bulunan IAB'nin, Avrupa'daki ülke
bazlı örgütlenmesi IAB Europe tarafından koordine ediliyor. Türkiye’de 2007 yılında 23
firmanın işirliğiyle ile kurulan IAB’nin, halen 117 üyesi var.)

15 Eylül 2011

Kişisel Gelişim İçin İlham Veren Son Ders...

E-Business Analyst aranıyor

Aşağıdaki pozisyonla ilgileniyorsanız lütfen CVnizi şuraya gönderin: ozelilhan@gmail.com


E-Business Analyst


Genel Nitelikler:

AVON,the market leader of the direct selling business and a leading global beauty company,
is looking for an
“E-Business Analyst”
for its Business Development Department.
We invite you to work with us where 125 years of experience has been developed by continuous inspiration and great achievements.



Qualifications:

University degree in related disciplines,
Minimum 3 years of experience preferably in e-commerce, digital marketing campaign management and initiation
Ability to setup and maintain Google Analytics and relevant result oriented marketing tools
Stong comprehension on e-commerce and digital marketing KPIs
Understanding of Google Adwords and Facebook Advertisement Mechanism
Fluency in English, both written and spoken,
Good command of MS Office applications,
High-tech savvy, advanced research and well developed learning skills
Analytical thinking and problem solving skills,
Scheduled, well organized and detailed worker with good concentration,
Team player with good communication interpersonal skills,
For male candidates, military service should be completed.


Job description:


Provide data for building business cases for digital initiatives, propose action plans to management,
Analyze number of visitors per page on all sites,
Analyze competitors and other business relevant sites and best practices,
Monitors and Reports on Social Media channels and on-line communities, inside and outside Avon,
Provide guidance to form web content.

başvuru için: ozelilhan@gmail.com

13 Eylül 2011

Dijital dünyadan güncel iş ilanları

Dijital dünya ve özellikle dijital reklamcılık her geçen gün firmalarda özelleştiriliyor.
Dijital sektöre özel eleman arayışları da gün geçtikçe artıyor. İşte birkaç güncel ilan.


Kaynak: Dijitolog

07 Eylül 2011

Satış ve Pazarlama Müdürünüz ne yaptığını bilmiyor mu?

Sosyal Medyayı kısıtlamak doğru mu? Bir de bu açıdan bakın:

Gelişen ekonomik sistem, yeni iş dinamikleri, yeni ekonomi ve artan nüfus, artan işsizlik, özellikle herhangi bir şekilde “eğitim” almış işsizler ordusu sayesinde artan “iş” talebi karşılığını “insan kaynakları” yönetimiyle buldu. HR veya İK olarak kısaltılan bu kavram yalnızca doğru insanı doğru işe almakla kalmıyor, aynı zamanda doğru insanın doğru işteki performansını, verimliliğini ve doğru ücretlendirilmesini de sağlıyor gibi görünerek aslında kendi kendine yeni bir iş alanı oluşturuyor.

80’li yıllarda özellikle Türkiye ölçeğinde kriterler oldukça basit ve insan seçmek kolaydı. Kolej mezunu olmak yabancı dili getiriyordu. Yabancı dil öğrenmek için koleje gidebilmek ise belli bir gelir seviyesinde bir ailenin mensubu olmayı gerektiriyordu. Yabancı dil bilmek Boğaziçi, ODTÜ gibi iyi bir üniversiteye gitmeyi kolaylaştırıyordu. Böyle bir üniversiteyi bitirmek ise zaten iyi bir ekonomik duruma sahip olmanın avantajıyla birleşerek yurt dışında okumayı.

Kısacası baştan sona tam bir kazanç zinciri söz konusuydu. Yabancı dil bilen üniversite mezunlarının sayısının, kolej mezunu sayısının, iyi bir üniversiteden mezun olanların sayısının parmakla gösterildiği böyle bir durumda seçim yapmak da tahmin edebileceğiniz gibi çok kolaydı.

Fakat günümüzde durum oldukça değişmiş görünüyor. Evet ekonomik olarak sınıflar arasındaki farklılık açılmasına rağmen yüzlerce yabancı dil eğitimi veren kolej, onlarca üniversite, rekabet koşulları sayesinde başarılı öğrencilere verilen burslarla eğitimde eşitlik sağlanmadıysa bile kalifiye varsayılan yetişmiş eleman sayısındaki artış gözle görülür durumda. 80’lerdeki CV’lerden farklı olarak şimdi bir çok CVde İngilizce bilgisi standart, yanında ikinci yabancı dilleri görmek mümkün. Hatta yanlarında yurt dışında master ve doktora derecelerini de.

Üstelik bu işe alma sürecini daha iyi yapabilecek olan İK sistemi de mevcut. Eskiden nitelikleri en iyi olan tartışmasız sperm yumurtayı bulabiliyordu. Şimdiyse en iyi spermler arasından hangisinin yumurtayı dölleyeceğine İK karar veriyor.

İşi somuta dökelim. CV gönderme, İK departmanının yüzlerce CV arasından en iyileri elemesi, görüşmeye çağırması, ilk yapılan görüşmelerden sonra kapsamlı ikinci görüşmeler (çoğu zaman kurul şeklinde detaylı görüşmeler, psikolojik testler vb.) çoğu kurumda artık standart bir süreç. Üstelik sadece üst düzey yönetici seçimlerinden bahsetmiyoruz, alt kademedeki elemanlar için de aynı süreç geçerli. Yoksa İK departmanındaki elemanlar bir işe yaramaz.

Artık hepimiz biliyoruz ki yaşam artık eskisi gibi değil, çok büyük bir hızla deviniyor. Öğrenme süreci eskiden olduğu gibi üniversite yaşamıyla kısıtlı bir süreç değil, ömür boyu sürmesi gerekiyor. Doğal olarak bunun bir çok bileşeni var. Okumak gibi, eğitim toplantıları, seminerler, workshoplar, mesleki yayınların takibi ve internet gibi.

Yapılan araştırmalar tüm dünyada, ülkemizde de bu veriler daha aşağı değil, iş yerlerinde başta Facebook olmak üzere Twitter, LinkedIn gibi sosyal medyaya erişimin işveren tarafından kısıtlandığı yönünde.

Peki bundan ne sonuç çıkarabiliriz?


1. Çalıştırdığımız ve uzun süreçlerden geçirerek elediğimiz insanlara düşüncesiz, beceriksiz, aylak, üçkağıtçı muamelesi yapıyoruz. Belki gerçekten de öyleler, o zaman İK departmanımız bir işe yaramıyor. Ya da öyle değiller ama biz öyle olduklarına inanıyoruz, o zaman demek ki İK departmanımıza güvenmiyoruz.

2. İnternetin farklı kullanımları var. Doğal olarak Facebook, Twitter gibi sosyal medyaların da. İnternette porno siteleri dolaşabilirsiniz, veya mesleki bilginizi geliştirebilirsiniz, veya her ikisini de aynı anda yapabilirsiniz. Facebook’ta Recep İvedik filmlerini bolca gülücük ikonuyla paylaşabilirsiniz, veya sosyal ağınızı kurarak işyerinizdeki kişisel gelişiminiz için çevrenizi oluşturursunuz. Twitter’da gece yediğiniz çiğ köftelerin acısını paylaşabilirsiniz, veya kendi ağınızla dünya görüşünüzü, mesleki bilgilerinizi paylaşırsınız.

Dr. House der ki “Herkes yalan söyler”. Aynı şey iş görüşmesindeki motivasyonu işe girmek olan biri için daha da geçerli. Oysa aynı insan Facebook’un hayal dünyasında kendini kaybediyor ve yalan söylemiyor. Recep İvedik videolarını paylaşıyor, piyano çalan kediye gülüyor, aşırı söylemleri olan anlamsız gruplara üye oluyor.

Peki doğru olan bu insana iş yerinde Facebook’u yasaklamak mı, bu vizyondaki adamı o pozisyonda çalıştırmak mı? Yoksa sosyal medyayı doğru anlatarak sosyal medyayı hem onun adına, hem şirket adına bir avantaja çevirecek yolu bulabilmek mi?

Sosyal medyayı yasaklama sebeplerinin başında işverenin zamanını çalmak geliyor. Peki Facebook’ta vaktinizi çalarken paylaştığı videolar YouTube’da, Vimeo’da yok mu zannediyorsunuz? Ya da ekşi sözlük daha mı az eğlenceli vakit öldürmek için? Ya da farklı sitelerde çevrimiçi oyun oynamak?

Bir eleman sosyal medyaya girişi yasaklandığı için zamanınızı çalmıyor mu zannediyorsunuz? Söz konusu olan eğer iş ahlakıysa bir insanda ya vardır ya yoktur. Yoksa zaten iş yerinde internet bile olmasa kankalarıyla eğlenerek zaten kendinin ve sizin vaktinizi öldürecektir.

Başlığa dönecek olursak, İK tarafından kabul gören yeni satış ve pazarlama müdürünüz sosyal medyayı doğru kullanamayacak kadar beceriksiz mi? Yoksa sorunu başka bir yerde mi aramalı?

(Ulvi Yaman’ın blog sayfalarına http://www.ulviyaman.com adresinden ulaşabilirsiniz.)

Kaynak: BTnet.com.tr