Hakkımda


Hakkımda: Computerworld, PcWorld, BThaber, Btnet.com.tr, Btdunyasi.net gibi basılı ve online yayınlarda editörlük, Yazı işleri müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Doğan Gazetecilik bünyesinde Arabam.com'da Kurumsal Satış Müdürlüğü görevinde bulundu. Tüm bu işlerinin yanı sıra Newtech dergisi'nde birkaç yıl köşe yazarlığı yaptı. Seminerler ve akademilerde dijital reklam üzerine çeşitli sunumlar ve eğitimler veriyor. Halen belogic.co dijital performans ajansında co-founder olarak profesyonel iş hayatına dijital reklam dünyasında devam ediyor.
Detaylı bilgi için tıklayınız

29 Ağustos 2011

Internette her 60 saniye neler oluyor?

Dünyanın en büyük iletişim platformu internet. Her an binlerce fotoğraf paylaşılıyor, videolar beğeniliyor, yeni hesaplar açılıyor, emailler gönderiliyor, iş aranıyor ve en önemlisi bilgi sorgulanıyor.
İşte internet'in 1 dakikasının özeti bu infografikte:
(büyütmek için resme tıklayın)

Sosyal medya adına güzel bir karikatür

Facebook'ta bu kadar kişi "beğen"di, twitter'da şu kadar kişi "takip et"iyor.
So what??


26 Ağustos 2011

Android İçin Uygulama Geliştirme Ortamı Kurulumu

Android uygulaması geliştirmek için gereken programları ve bir android geliştirme ortamının nasıl oluşturulduğunu sizlerle paylaşacağım. Programları indirmeden önce yazıya bir göz gezdirmeniz daha yardımcı olacaktır. İyi çalışmalar .

Gerekli Programlar
1.Java Development Kit(JDK) İNDİR
2.Android SDK İNDİR
3. Eclipse SDK İNDİR

Aşağıdaki adımları takip ederek windows için gereken yazılımların seçimini yapabilirsiniz. (NOT: İndirilecek olan programları en temel gereksinimler bazında verilmiştir. Dileyen arkadaşlar uyumlu olan daha farklı sürümleri indirebilirler !)

A- JDK Seçimi



B-Android SDK Seçimi



C-Eclipse SDK Seçimi


Gerekli programları indirdikten sonra öncelikle JDK'yı bilgisayarımıza kuralım. JDK kurulumu tamamlandıktan sonra Eclipse'i zipten çıkaralım ve eclipse.exe'yi çalıştıralım. İsteğe bağlı olarak Android SDK'yı bu aşamada kurabilirsiniz ya da ileriki adımlara bırakabilirsiniz.

İlk çalıştırmada eclipse sizlere oluşturacağınız projeleri nereye kaydetmek istediğinizi soracaktır. Workspace için kayıt yeri belirledikten sonra aşağıdaki ekran karşınıza gelecektir.

Bundan sonraki adımlar Android'i eclipse'e entegre etmek üzerine. Adım adım bu işlemlere göz atalım isterseniz.

Android Entegrasyonu

1.Yeni Yazılım Yükleme (1/2)


Eclipse'i çalıştırdıktan sonra Help>Install New Software seçeneğine tıklıyoruz.


2.Yeni Yazılım Yükleme (2/2)

Açılan pencerede Add [1] butonuda tıklıyoruz. Daha sonra açılan pencerede yazılıma bir isim veriyor ve adres kutusuna "https://dl-ssl.google.com/android/eclipse/" bağlantısını giriyoruz ve Ok butonuna tıklıyoruz.

Bu işlemi gerçekleştirdikten sonra Work with[2] kısmında girdiğimiz değerleri aşağıdaki gibi görebileceksiniz. Girmiş olduğumuz adresten yazılım paketleri[3] getirilecektir. Paketlerin hepsini seçiyor ve Next[4] butonuna tıklıyoruz.

Daha sonra açılan bir pencerede paketlerin yükleme durumunu göreceksiniz. Yükleme tamamlandıktan sonra diğer adıma geçebiliriz. Ama eğer Android SDK'yı kurmamış iseniz diğer adıma geçmeden önce kurmalısınız.


3.Android SDK Dizin Ayarları

Eclipse SDK üzerinde Window>Preferences seçeneğine tıklıyoruz ve açılan pencerede sol menüden Android sekmesine geliyoruz. Daha sonra kurmuş olduğumuz Android SDK'nın bilgisayarımız üzerindeki yerini gösteriyoruz ve OK butonuna tıklayarak pencereyi kapatıyoruz.


4. Android SDK and AVD Manager Ayarları

Tüm bunları tamamladıktan sonra Window >Android SDK and AVD Manager seçeneğine tıklıyoruz. Açtığımızda birkaç defa pop-up pencerelerde bazı işlemler gerçekleşecektir. Biraz beklemenizi öneririm. İşlemler gerçekleştikten sonra Android ile ilgili paket yükleme işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz.

Her türden uygulamaya bir göz atıcam diyorsanız eğer, tüm paketleri yüklemenizi öneririm. Biraz zaman alacaktır; ama tüm paketleri yüklemek sizleri birçok uyumsuzluk ve paket eksikliği sorunundan kurtaracaktır.


5. Sanal Cihaz Oluşturmak

Yapmış olduğumuz uygulamaları çalıştırmak için bir sanal cihaz oluşturmamız gerekecektir.(Gerçek bir cihaz üzerinden de uygulama çalıştırılabilmektedir. Debug vb.) Sanal cihazımız Android SDK and AVD Manager penceresinde Virtual Devices sekmesinden yapılandırabiliyoruz. Aşağıdaki gibi bir yapılandırma sizlere yardımcı olacaktır. Arzu eden arkadaşlar daha detaylı donanım ve API seviye ayarlarıyla kendilerine özgü bir cihaz tanımlayabilirler. Yapılandırma işlemi gerçekleştikten sonra console sekmesinde oluşturulan sanal cihazla ait bilgileri görebilirsiniz. Cihazın sorunsuz bir şekilde yapılandırıldığından emin olmak için incelemenizi öneririm.


dımları sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdikten sonra Android uygulaması geliştirmek için gereken tüm temel imkanlara sahibiz demektir. İlginç, beğeni toplayan uygulamalar geliştirmeniz dileğiyle.

Kaynak: AveaLabs'den alıntılanmıştır.

25 Ağustos 2011

Teknolojide patent savaşları

Hızla gelişen teknoloji, patent konusunda bilişim devlerini karşı karşıya getirdi. Rakiplerini, ürünlerinde kendi teknolojilerini kullanmakla suçlayan firmalar, soluğu mahkemede alıyor.

Yıllık 1 trilyon doları aşan dünya mobil pazarında kıran kırana mücadele yaşanıyor. Akıllı telefon, tablet, işletim sistemleri gibi birçok teknoloji geliştiren şirketler arasındaki 'ben buldum' kavgası da tırmanıyor. Apple, Google, Samsung, Nokia, RIM, HTC, Sony Ericsson, Motorola, Microsoft gibi dünya devleri bir taraftan birbirlerini patent ihlal etmekle suçlarken, diğer yandan konuyu mahkemeye taşıyorlar. Şirketler arasındaki rekabetten, yeni teknolojiyi ucuza alan tüketicilerin yanı sıra konuda uzman avukatlar kazançlı çıkıyor.

İŞTE BU DAVALARIN ŞABLONU (büyütmek için resme tıklayın):

Kaynak: Zaman



24 Ağustos 2011

Banyodaki havlular neden çabucak kokar?


Banyodaki havlular yıkanıldıktan sonra, yani vücudumuz tertemiz iken kullanılır ve sadece vücudumuza değerler. Buna rağmen birkaç gün içinde bu havlular kokmaya başlarlar. Bunun sebebi vücudumuz değil vücudumuzdaki ölü deri hücreleridir. İstediğimiz kadar bol su ve sabunla yıkanalım, su ile birlikte kirlerin ve bakterilerin gittiğini zannedelim, yine de vücudumuz üstünde ölü deri hücreleri kalır ve kurulanırken bunlar havluya geçer.

Bundan sonraki sorun havalandırmadır. Zaten havası devamlı nemli olan banyolar küflenme için ideal ortamlardır. Bu nedenle banyoları yıkanma sırasında değil de az sonra açıp havalandırmak gerekmektedir. Aksi takdirde havluya sinmiş deri hücreleri süratle kokuşmaya başlarlar.

Ellerimizi yıkadığımızda sabunun görevi derimiz üzerindeki bakterileri gevşetmektir. Ellerimizi bir havlu ile kuruladığımızda bu gevşemiş bakteriler de havluya geçer. Dolayısıyla ellerimizi sabunla yıkadıktan sonra kurulamadan ıslak bırakmanın temizlik bakımından pek faydası yoktur.

Daha ziyade halka açık yerlerde ve işyerlerinde tuvaletlerde kullanılan elektrikli el kurutucuları elleri kuruturlar ama bakteriler yine deride kalırlar. Bu nedenle temizlik açısından havlular, tabii ki temiz olmak şartıyla, sıcak hava üfleyen elektrikli kurutuculardan daha etkindirler.

Havluların diğer kumaşlardan farkını yaratan, suyu kolayca emme özelliğini veren, kullanılan ipliğin cinsi ve daha önemlisi havlu kumaşının dokunuş biçimidir. Havlu kumaş, kumaşın iki yüzünde halka gibi kıvrılmış iplikler bırakan, ana çözgüden ayrı bir çözgüyle dokunur. Havlu kumaş yapımında daha çok pamuk ipliği kullanılır ve özel bir işlemden (apre) geçirilerek su emme gücü arttırılır.

Türkiye'de havluculuk 18. yüzyılın başından itibaren Bursa'da gelişmiştir. Bunun nedeni Bursa'da kadife dokumacılığının dünya çapında gelişmiş olmasıdır. Havluculuk, kadife dokumacılığınm bir yan ürünü olarak doğmuştur. Havlu ismi de Hav'lı kumaş anlamında Arapça'dan gelmektedir. 'Hav' Arapça'da kadife, çuha gibi kumaşların yüzeylerindeki ince tüylere verilen addır. Hav'sız olarak yapılan ve peşkir de denilen keten havlular ise ayrı bir imalat konusudur.

22 Ağustos 2011

Google+ 'ın rakibi Google++ Çıktı!

Virüslerle son zamanlarda başı bir hayli dertte olan popüler mobil işletim sistemi Android'de yeni bir tehdit ortaya çıktı. Google'ın Google Plus sosyal ağı uygulamalarının kılığına giren zararlı yazılım, bu şekilde Android yüklü cep telefonlarına girmeye çalışıyor. Yazılım yüklendiğinde kendini Google++ olarak gösteriyor ve bu şekilde telefona yüklenen bu yazılımın sahte olduğu kolayca anlaşılıyor.

ANDROIDOS_NICKISPY.C ismini taşıyan zararlı yazılım SMS mesajlarını, arama kayıtlarını ve kullanıcının GPS lokasyonuyla ilgili bilgileri toplayabiliyor. Tehlikeyi kullanıcılara haber veren Trend Micro, henüz tehdidin tam olarak nereden geldiğini belirleyebilmiş değil.

15 Ağustos 2011

Biriktirdiğimiz öfkeler bizi bitiriyor


Çözemediğim problemlerden ve rahatsız olduğum ortamlardan hep kaçtım. Zaman içinde bütün o kaçtığım sahneler, tekrar kurulmaya başladı etrafımda.
Öfkelenip ayrıldığım her yerde, öfkeyi içimde bırakmışım. Her yerden çıkmışım ama hiç arkamı temizlememişim.
İçimde öfkeye yol açan korkularımı bulmaya başladım. Her söylediğimiz yalanın arkasında korkularımız var.
Seminerlerimde insanlara, kendimde tatbik etmiş olduğum affetme sistemini öğretiyorum. İç temizlendikçe, affetme kendiliğinden oluşuyor.

Aynı gün, birbirini tanımayan üç ayrı kişiden adını duydum. Üçü de onunla ilgili aynı şeyi söylüyordu: "Bize 'aynalıklarımız'ı gösterdi," diyorlardı.
Neydi bu 'aynalıklar'? Kimdi Nil Avunduk? Yaptığı işi kişisel gelişim değil, kişisel değişim eğitimi olarak tanımlıyor. Seminerlerine binlerce kişi katılıyor. Aralarında tıp doktorları, psikologlar gibi çeşitli meslek gruplarından kişiler, her yaşta her konumda olanlar var.
Yöntemi çok basit ama bir o kadar da zor.
Çünkü içimizdeki karanlık yönümüzle yüzleşmemiz gerekiyor. Onu aradım, "Röportaj vermiyorum ama isterseniz seminerime gelin," dedi. İlk kez hayatımda bir kişisel gelişim seminerine katıldım (görev icabı!). Salon tıklım tıklımdı. Üç saat sürdü. Ve hayret, hiç sıkılmadan, yorulmadan dinledim. Seminer sonunda da konuşmaya ikna ettim...
- Kimsiniz?
- 1987'ye kadar İstanbul'da yaşayan bir işkadınıydım. Fuar organizasyonları yapıyordum. Yıllarca profesyonel olarak voleybol oynadım. Ancak iş hayatım boyunca, rahatsız olduğum ortamları değiştirerek ilerledim. 21 yaşında ilk evliliğimi yaptım. Sonra baktım olmuyor, ayrıldım. Karşıma çözemediğim bir problem çıktıkça iş değiştirdim, ev değiştirdim, adres değiştirdim. En sonunda, 1987'de, memleket değiştirdim. Çünkü bana göre o sırada Türkiye'deki herkes çok kötüydü. İş hayatımdaki herkes yanlıştı.
- Nereye gittiniz?
- Kıbrıs'a gittim, orada bir evlilik yaptım ve dolayısıyla da eş de değiştirmiş oldum!
İkinci evliliğimden bir kızım oldu. Cennete geldiğimi düşünerek, 'İyi ki bunları değiştirmişim, doğru bir şeyi yakaladım,' derken, zaman içinde bütün kaçtığım sahneler tekrar kurulmaya başladı. Kıbrıs'ta çok başarılı iş hayatım oldu, çok güzel bir kızım, çok güzel bir evim ve çok güzel bir eşim vardı. Fakat yine bir şeylere takılmaya başladım. O sırada önüme kişisel gelişim kitapları çıktı. Ayaklı kütüphane gibi etrafta dolaşmaya başladım.

TANSİYON KRİZİ HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
- Ne oldu da bütünüyle hayatınızı değiştirme kararı aldınız?
- Kişisel gelişim kitaplarının o yüzeysel bilgilerini aktarıyordum. Adı üstünde 'kişisel gelişim'. Farkında değildim, gelişeceğim kadar gelişmişim zaten. Her gelişmemde duvara toslamışım. Aradığımın kişisel gelişim olmadığını, bir gün büyük bir tansiyon krizi yaşadığımda anladım.
Tansiyonum 22'ydi. Doktor 'Artık içki, sigara yok,' dedi. Ben de 'Hiç içki içmiyorum, sigarayı da bırakalı 15 yıl oldu,' dedim. Bir gün hiç unutmuyorum, evde oturuyordum; kızım ağlayan gözlerle bana bakıyordu...
İdeal bir anneydim, iyi bir iş kadınıydım, iyi bir evlattım, bugüne kadar hiç hatalı bir şey yapmamıştım ama ne olmuştu bana? Sonra ikinci bir şey fark ettim ve dedim ki: 'Ben bu hastalığımı devam ettirirsem, çocuğum hasta bir anneye bakacak.' Ben de yıllarca hasta bir anneye bakmıştım. Bir anda hayatım geriye sarıyordu. Bunları yaşadığımda 40'lı yaşlarımdaydım. Bugün 57 yaşındayım.
10 yıldır hiçbir hastalığım yok. İçimde beni geriye çeken bir öfke kalmadı. Onun için yorulmak nedir bilmiyorum.
- Bütün o kişisel gelişim kitaplarından öğrendikleriniz peki?
- Oturduğum yemek masasında kimse negatif konuşamazdı, ama ilk yere düşen ben oldum. Anladım ki, pozitif konuşalım derken, içim fokur fokur öfke kaynıyor.
Öfkelenip ayrıldığım her yerde, öfkeyi içimde bırakmışım. Her yerden çıkmışım ama hiç arkamı temizlememişim ve temizlemediğim her sahne içimde birikmiş.
Her yeni sahneye, sırtımdaki eski küfeyle gidiyorum. 'Ne ekersen onu biçersin,' kanunuyla eski ektiğim her şeyi, yani yaşadığım her olayı, yer ve kişiler değişse de tekrar karşıma getirmişim; hem de büyüterek. Mesela eşinizden ayrıldınız ve bunun nedeni, eşinizin sizi aldatması. Yeni ilişkiye girdiğinde, o kişiye potansiyel aldatıcı olarak bakıyorsun. Ama aldatılman, insanlardan mı kaynaklanıyor, yoksa içindeki inançtan mı?
Bunları bulmaya başladım.
Korkunu bul ve dönüştür
- Nasıl keşfettiniz bu sistemi?
- 'Niye bu kadar kızgınım?' diye düşündüğümde, anladım ki korkularımı fark etmeyip bastırmışım. Korkularımı buldum ama iş korkuları bulmakla bitmiyor. Esas neticeyi, korkularımı dönüştürdüğüm zaman yaşamaya başladım. Bu yüzden kendimde uyguladığım ve seminerlerimde anlattığım kişisel gelişim değil, kişisel değişim sistemi.
- Herkes korkuyla mı yaşıyor?
- Bütün hayatımız korkularımıza göre şekilleniyor. Ama biz bunu fark etmeden 'Başkalarının yüzünden başıma bu geldi,' diyerek yaşıyoruz. Bunu fark ettiğim zaman korkularımı bulup, dönüştürmem gerektiğini anladım. O zaman sistemin bütün sırrı ortaya çıkmaya başlamıştı. Birincisi korkulardı.
İkincisi, kendim ile yüzleşmem gerekiyordu. Bir soru dana sordum: 'Ben nasıl bir kişiyim?' Bu sorumdan sonra bir gün, dört beş arkadaşım sohbet ederken baktım ki herkes yalan söylüyor. Dışarı çıktım, yürümeye başladım ama kendi kendime konuşuyorum: 'Allahım çevremde niye bu kadar yalancı var?' İçimde bir ses 'Kendi yalancılıklarını görmen için,' dedi. Nasıl irkildim! Çünkü ben o güne kadar yalandan nefret ettiğimi söylüyordum. Aynı anda gözümün önüne, yalan söylediğim yüzlerce olay geldi. O zaman anladım ki, yalan söyleyerek yaşıyorum ve bunun farkında bile değilim. Dışarıdaki insanları tarif ettiğinizde, aslında bu sizsiniz. Bana ait olmayan hiçbir tarif yapamam, çünkü başkalarında bende olmayanı göremem. Böylece önce korkuları, sonra aynaları buldum. Aynalar da korkular sistemi de, yine seni içindeki korkuyu bulmaya götürüyor. Her yalanımın altında bir korku bulup dönüştürdükçe, aynı ortamlar oluştuğunda, o yalanları söylemez olduğumu gördüm. Her söylediğim yalanı takip ederek altında 30 tane korkuya ulaştım. Kurallar da korkuları tolore etmek için var. Öfke ve altındaki korku dönüşmediği için insanlar kurallara ve cezalara rağmen istemedikleri neticeler yaşıyor. Öfke sevgiye dönüşmediği zaman hastalık yaratıyor.
- Korkuları dönüştürmek kolay mı?
- Kolay. Ben de bütün bu hastalıklarımı '44 yaşıma kadar yaşadığım stresli ve olaylı hayatımdan oldu,' diyerek bir bahaneyle örtbas edebilirdim. Sizce bulup dönüştürmek mi kolay, yoksa yıllarca tekrar tekrar aynı şeyleri yaşamak mı? Bence bütün insanların kendilerine yapacakları en büyük iyilik, sadece kendilerine kendileri için emek verip, korkularını bularak dönüştürüp, içlerini temizleyip, görmezden geldikleri, geçmişte yaşadıkları bütün olayları ilk defa gerçekten affetmektir ve böylece de kendi kendilerini affederek kendini sevmektir.
- Seminer verme fikri nasıl gelişti?
- Hasta olduğum için de evde dinlenmem gerekiyordu. Bu zamanı, içimdeki temizlemem gereken olumsuz taraflarımı keşfedeceğim ve dönüştüreceğim bir fırsat olarak kullandım.
Böyle bir arayışa girdiğiniz zaman her sorunun cevabı içinizden çıkmaya başlıyor. Kendimdeki bütün korkuları fark etmeye başlamıştım.
Korkuları buldukça ve dönüştürdükçe yaşantımın güzel bir şekilde dönüştüğünü görmeye başladım.
- Hayatınızda nelere yer yok artık?
- Bugüne kadar 200 kadar kişiyi affettim ve onlarla yaşadığım olayları sevgiye dönüştürdüm. Birine ya da bir olaya kızacak olursam 'Onun yüzünden başıma bu geldi,' demeye hayatımda yer yok. Çünkü ben artık yaşayacağım bir olayı nasıl tarif edeceğimi ve nasıl dönüştüreceğimi biliyorum. Anı yaşamayacağım hiçbir ana hayatımda yer yok.

Kaynak: Sabah Gazetesi - Tuluhan Tekelioğlu Röportajı

En Etkin Reklam ortamları hangisi




12 Ağustos 2011

Ramazan'da İnternet Kullanımı Nasıl?

TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz, Ramazan ayında İnternet kullanımı rakamlarını açıkladı.

TTNET’in Ramazan ayının ilk 10 gününü ele alarak ortaya koyduğu sonuçlara göre Ramazan ayında internet kullanımı arttı ve internet trafiğinin yoğun olduğu saatlerde değişiklikler yaşandı. Ramazan’dan önceki günlerde TTNET abonelerinin interneti en yoğun kullandığı zaman dilimleri gün içinde 14:00- 16:00 arası ve akşamları ise 21:00 -23:00 arası olarak öne çıkıyordu.

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte internet trafiği 15:00-17:00 saatleri arasında yoğunlaşır hale geldi. Ramazan’ın gelmesiyle birlikte 15:00-17:00 saatleri arasındaki trafikte, ramazan öncesinde aynı zaman dilimine göre yüzde 18’lere ulaşan dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Bu verilere göre TTNET kullanıcıları iftarı beklerken vakitlerini internette değerlendirmeyi tercih ediyorlar.

Hafta içi veri kullanımında, Ramazan öncesine göre yüzde 7’lik bir artış var. Gündüz saatlerinde ise bu artış yüzde 10’a çıkıyor. Hafta sonunda ise veri kullanımında, Ramazan öncesine göre yüzde 8,7’lik bir artış var. Hafta sonu gündüz saatlerinde ise Ramazan öncesine göre veri kullanımında artış yüzde 10,9’a çıkıyor. Ramazan ayında veri kullanımın en çok olduğu gün ise hafta içi cuma, hafta sonu cumartesi olarak öne çıkıyor. Ramazan öncesinde hafta içi internete en çok ilgi gösterilen gün perşembeydi. Ramazan öncesinde ve Ramazan boyunca hafta sonu en çok internet kullanılan gün cumartesi.


Ayrıca Ramazan içinde internet aracılığıyla sunulan eğlence içeriklerine ilgi artıyor. Buna göre Ramazan’da halkımız yüzde 6,5 oranında daha fazla video seyrediyor. Dosya paylaşımı ve indirmedeki artış ise yüzde 11,9 oranında.

TTNET’in sunduğu hizmetlere gösterilen ilgi de arttı. TTNET’in TV izleme olanağı veren Tivibu Web servisine gösterilen ilgi yüzde 11,3 oranında yükseldi. Ramazan ayından itibaren günlük toplam internet veri kullanımının yüzde 2,8’i Tivibu Web servisi için kullanılıyor. Tivibu Web akşam saatlerinde de en çok yoğun ilgiyi gören TTNET servisi. Tivibu Web’den sonra ilginin yükseldiği ikinci TTNET servisi TTNET Müzik.


Sayfa tıklamalarında da Ramazan ayında yüzde 17,7’lik bir artış yaşandı. Bu demek oluyor ki TTNET kullanıcıları Ramazan ayında internette daha fazla sörf yapıyor, yani daha fazla sayfa ziyaretinde bulunuyor. Sosyal paylaşım ağı Facebook’a ilgi Ramazan ayında yüzde 10, 3 oranında artış gösterdi. Ramazan ayında internette en fazla yapılan ilk 3 aktiviteyi şöyle sıralayabiliriz: Video izlemek, internette sörf yapmak ve sosyal ağlara girmek.

Ramazan ayında internet trafiğindeki artış illere göre farklılık gösteriyor. Ramazan’la birlikte internete ilgisi en çok artan il Çanakkale. Çanakkalelilerin internet trafiği yüzde 12,6 oranında arttı. Çanakkale’yi yüzde 12,1 oranıyla Edirne, yüzde 12 oranıyla Sinop takip ediyor. Bu rakamlara bakarak iftar saatinin uzamasının internet trafiğinde de artışa neden olduğu söylenebilir.



09 Ağustos 2011

Android Dünyayı Ele Geçiriyor

Android akıllı telefonların yükselişi inanılmaz bir hızla ilerliyor.

Canalys'in araştırma verilerine göre Android telefonlar, dünya akıllı telefon pazarının yüzde 48'lik bölümünü oluşturuyor. 2011'in ikinci çeyreğinde araştırma dahilindeki 56 ülkenin 35'inde zirveye oturmayı başaran Android telefonlar, toplam pazar payını yüzde 48'e ulaştırdı.

iOS da Altta Kalmadı, Symbian'ı Devirdi

Apple'ın iOS'u da bu yılın ikinci çeyreğinde önemli bir başarıya imza attı. Uzun süredir düşüşte olan Nokia'nın Symbian'ını geride bırakan iOS, Android'i geçecek gibi görünmüyor fakat yüzde 19'luk dünya pazar payıyla oldukça iddialı bir duruşa sahip.

Şimdi gözler Nokia-Microsoft ortaklığında piyasaya çıkacak olan Windows Phone Mango Nokia'lara çevrilmiş durumda. Bakalım Nokia bu platformda nasıl bir başarı ortaya koyacak, bekleyip göreceğiz.
























kaynak: techno-labs

07 Ağustos 2011

35 milyon kullanıcının bilgileri çalındı



Son 24 saatte, Güney Kore’deki 35 milyon SK Comms kullanıcısının bilgilerinin çalındığına dair yorumlar yapıldı. SK Comms; bölgedeki sosyal ağ iletişimi, cep telefonları ve anında mesajlaşma hizmetlerinin en büyük servis sağlayıcısı. Her ikisi de SK Comms’un altında olan Nate Portal ve Cryworld’de hesapları bulunan kullanıcılar, veri sızıntısından nasiplerini aldılar.

SK Comms Veri Kaybı
SK Comms’un sunduğu hizmetlerin içeriğinde servis sağlayıcısı; pek çok diğer firmanın aksine kullanıcının güvenliğini, en yüksek düzeyde öneme sahip olan kişisel bilgiler de dahil olmak üzere korumayı taahhüt ediyordu. Fakat ne yazık ki, alınan önlemler veri kaybı yaşanmasının önüne geçemedi. Çalınan bilgiler; kullanıcıların adlarını, e-posta adreslerini, iletişim bilgilerini ve hatta kan gruplarını bile içeriyordu.

Güney Kore’deki çevrimiçi manzara gerçekten ilginç ve bize bu olayın etkisi ile ilgili bir fikir verebilir. Ülkenin internet kullanım oranı yüksek ve internet hızı da Güney Kore’de yaygın olarak kullanılan mobil çevrimiçi bankacılık işlemleri gibi hizmetleri yürütebilmek için yeterince hızlı. Eğer kullanıcılar bütün çevrimiçi hesaplarında aynı şifreleri ve aynı bilgileri kullanıyorlarsa, siber suçluların da fazla yaratıcı olmalarına gerek kalmadan bu bilgeleri ele geçirmeleri mümkün.

Tüm bu olanlardan sonra, SK Comms veri kaybından etkilenen kullanıcılar için bazı tavsiyelerde bulundu. Aynı zamanda bu bildirilerinde, kullanıcılarının başlarına gelen bu olaydan dolayı çok üzgün olduklarını da eklediler. Daha fazla detaylı bilgi için: http://www.nate.com/nateInfo/noticeInfo.aspx

Önceki Veri Sızıntılarından Alınabilecek Dersler

Bir kullanıcının dikkat etmesi gereken en önemli şey, her çevrimiçi hesabı için farklı şifreler kullanmaktır. Daha önceki veri sızıntısı olayları göz önüne alındığında bu kuralın hiç değişmediği görülebilir. Farklı şifreler yarattığınızda, her hangi bir hesabınızdan bilgi sızdırılmış olsa bile, diğer hesaplarınız için o anda bir kat daha güvenli durumda olursunuz.
Bu veri sızıntı, bu senenin en son bilgisayar korsanlıklarından bir tanesi. Şu ana kadar gördüklerimizden yola çıkarsak; siber suçluların, sadece sistemlerdeki zayıflıkları aramak yerine hedef bir firma üzerine kapsamlı bir araştırma yapmaları gerektiğini görebiliriz. Saldırıda ilk hareket, bulunan açığa göre, bir şebekeye ya da bir sosyal bir atakla sağlanabilir. Bu açık altyapıdaki bir güvenlik boşluğundan ya da korunmadığımız için ortaya çıkmış olabilir ve siber suçlular da en uygun araçları kullanıp ağa girebilirler. Bundan sonra, kullanıcı hiçbir şey anlamadan bilgiler dışarı sızdırılabilir, ta ki siber suçlular istedikleri bilgilere erişene kadar .

03 Ağustos 2011

Facebook kullanıcı sayısı düşüyor..


Son veriler, ABD, İngiltere ve Rusya dahil, çeşitli ülkelerde geçen ay Facebook kullanıcılarının düşüş kaydettiğini gösteriyor.

Facebook'un artık yerleşmiş olduğu ve yaygın olarak kullanıldığı bazı Batı ülkelerinde "doyma noktasına geldiği" yorumları yapılıyor. Halen 700 milyona yakın kişinin, bir başka deyişle dünya nüfusunun yüzde 10'unun, Facebook hesabı var.

Sosyal paylaşım siteleri arasındaki eğilimleri izleyen bir danışmanlık grubu, Mayıs ayında ABD'deki Facebook kullanıcılarının 6 milyon azaldığını açıkladı. Grup, İngiltere, Kanada, Norveç ve Rusya'da da Facebook kullanımının düştüğünü bildirdi.

Bütün bu ülkelerde Facebook artık iyice yerleşmiş olduğu için, sosyal paylaşım sitesinin kimi ülkelerde artık daha fazla yaygınlaşmayacağı saptaması yapıldı. Araştırmacılar, bir aylık verilere dayanarak fazla ileri varsayımlarda bulunulmaması gerektiğini belirtmekle birlikte, birçok ülkede Facebook'un büyümesinde yavaşlama olduğuna dikkat çekiyorlar.

Son iki ayda Facebook'un dünya çapındaki büyümesinde de yavaşlama gözlendiği belirtilmekte. Araştırmacılar, bir ülkede nüfusun yaklaşık yarısı Facebook'a abone olduğunda, doğal bir sınıra varılmış olduğunu düşünüyorlar.

Facebook'un yaygın olduğu ülkelerden Türkiye'deyse, kullanıcıların yıllık artış oranı yüzde 25,1 oldu ve Mayıs ayında 28,2 milyona ulaştı. Türkiye'deki Facebook kullanımı, dünya sıralamasında, ABD, Endonezya, İngiltere'den sonra, dördüncü sırada yer alıyor.

Yeni yeni Facebook kullanımı yaygınlaşan ülkelerden biri olan Brezilya'da geçen ay, sosyal paylaşım sitesini kullananların oranının yüzde 10 arttığı bildiriliyor. Hindistan da Facebook merakının büyük artış gösterdiği ülkelerden bir diğeri.

Kaynak: Ntvmsnbc

01 Ağustos 2011

Bankaların Swift/Bic Kodları

Dünyadaki ve Türkiye'deki bankaların swift-bic kodları sadece uluslararası para transferleri işlemleri yaparken kullanılmaktadır.


Swift Kodu, Bic Kodu Nedir

Dünya genelinde bankalar arasında para transferi sağlayan bir sistem olan SWIFT, açılımı "Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication" dır. Bankalar arasındaki ödeme transferlerini elektronik ve güvenlik bir ortamda birkaç dakika içinde yapılmasını sağlayan bu sistem 1973 yılında kurulmuştur ve 1977 yılından bu yana çalışmaktadır. Günde üç milyon geçen bu sistemin yaklaşık altı bine yakın üyesi bulunmaktadır.

Türkiye Banka Swift, Bic Kodları

  • Akbank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Albaraka Türk BIC Kodu / Swift Kodu



  • Alternatif Bank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Anadolubank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Bank Asya BIC Kodu / Swift Kodu



  • Citibank BIC Kodu / Swift Kodu



  • DenizBank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Finansbank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Fortis Bank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Garanti Bankası BIC Kodu / Swift Kodu



  • Halkbank BIC Kodu / Swift Kodu



  • HSBC Bank BIC Kodu / Swift Kodu



  • İş Bankası BIC Kodu / Swift Kodu



  • ING Bank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Kuveyt Türk BIC Kodu / Swift Kodu



  • Şekerbank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Tekstilbank BIC Kodu / Swift Kodu



  • TEB BIC Kodu / Swift Kodu



  • Turkish Bank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Türkiye Finans BIC Kodu / Swift Kodu



  • VakıfBank BIC Kodu / Swift Kodu



  • Yapı Kredi BIC Kodu / Swift Kodu



  • Ziraat Bankası BIC Kodu / Swift Kodu





  • BANKA BIC KODU, SWIFT KODU

  • Akbank BIC Kodu / Swift Kodu

    AKBKTRIS


  • Albaraka Türk BIC Kodu / Swift Kodu

    BTFHTRIS


  • Alternatif Bank BIC Kodu / Swift Kodu

    ALFBTRIS


  • Anadolubank BIC Kodu / Swift Kodu

    ANDLTRIS


  • Bank Asya BIC Kodu / Swift Kodu

    ASYATRIS


  • Citibank BIC Kodu / Swift Kodu

    CITITRIX


  • DenizBank BIC Kodu / Swift Kodu

    DENITRIS


  • Finansbank BIC Kodu / Swift Kodu

    FNNBTRIS


  • Fortis Bank BIC Kodu / Swift Kodu

    DISTRIS


  • Garanti Bankası BIC Kodu / Swift Kodu

    TGBATRIS


  • Halkbank BIC Kodu / Swift Kodu

    TRHBTR2A


  • HSBC Bank BIC Kodu / Swift Kodu

    MIDLTRIX


  • İş Bankası BIC Kodu / Swift Kodu

    ISBKTRIS


  • ING Bank BIC Kodu / Swift Kodu

    OYAKTRIS


  • Kuveyt Türk BIC Kodu / Swift Kodu

    KTEFTRİS


  • Şekerbank BIC Kodu / Swift Kodu

    SEKETR2A


  • Tekstilbank BIC Kodu / Swift Kodu

    TEKBTRIS


  • TEB BIC Kodu / Swift Kodu

    TEBUTRIS


  • Turkish Bank BIC Kodu / Swift Kodu

    TUBATRIS


  • Türkiye Finans BIC Kodu / Swift Kodu

    TAFKBTRIS


  • VakıfBank BIC Kodu / Swift Kodu

    TVBATR2A


  • Yapı Kredi BIC Kodu / Swift Kodu

    YAPITRISFEX


  • Ziraat Bankası BIC Kodu / Swift Kodu

    TCZBTR2A