Hakkımda


Hakkımda: Computerworld, PcWorld, BThaber, Btnet.com.tr, Btdunyasi.net gibi basılı ve online yayınlarda editörlük, Yazı işleri müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Doğan Gazetecilik bünyesinde Arabam.com'da Kurumsal Satış Müdürlüğü görevinde bulundu. Tüm bu işlerinin yanı sıra Newtech dergisi'nde birkaç yıl köşe yazarlığı yaptı. Seminerler ve akademilerde dijital reklam üzerine çeşitli sunumlar ve eğitimler veriyor. Halen belogic.co dijital performans ajansında co-founder olarak profesyonel iş hayatına dijital reklam dünyasında devam ediyor.
Detaylı bilgi için tıklayınız

31 Aralık 2010

Yaşlı kadından Volkswagen almak

Reklam filmi:

23 Aralık 2010

Internet Reklamcılığında Kilometre Taşı

Amerika’dan medya harcamaları ile ilgili beklenen haber geldi ;


eMarketer tahminlerine göre 2010 yılında Amerikalı medya profesyonelleri ilk defa online reklamcılığa gazetelerden daha çok bütçe harcadı. 2010 yılında online ve basılı gazetelere % 6.6’lık bir düşüşle toplam 25.7 milyar dolar reklam harcaması yapıldı. Sadece basılı gazete reklam harcamaları yine tahminlere göre yılı düşüşle yaklaşık 22.8 milyar dolar harcama ile kapatacak. Aynı esnada online reklam harcamalarının Amerika’da %13.9 artarak 25.8 milyar dolara yükselmesi öngörülüyor.

2011 tahminleri gazete ile internet arasındaki harcama farkının artacağı yönünde , toplam gazete harcaması ( basılı + online ) 24.6 milyar dolar civarlarına düşecek. Sadece basılı gazete harcaması 21.4 milyar dolara inecek , online reklam harcaması ise 28.5 milyar dolara tırmanacak.

eMarketer CEO’su Geoff Ramsey “ Bu sonucu uzun zamandır tahmin ediyorduk , şimdi görüyoruz “ şeklinde açıklama yaptı.

Ekonomik kriz döneminde tüm reklam bütçeleri düşmesine rağmen online gazete reklam kullanımı arttı. 2010 yılında online gazete reklam harcamaları tüm gazete harcamalarının yaklaşık % 11.7’sini oluşturacak. Bu oranın seneye % 13’e yükselmesi öngörülüyor.

Basılı gazete reklam harcamalarındaki düşüşün devam etmesi bekleniyor. 2006 yılından beri Amerika’da basılı gazete harcamalarının neredeyse yarı yarıya düştüğü gözlemleniyor. Buna karşın total online reklam harcamasının 2014 yılında 40 milyar doları geçmesi öngörülüyor.

Bu rakamlar kesin olmasada Amerika’daki online reklamcılığın gidişatı hakkında bizlere fikir vermesi açısından önemli. Online reklamcılığın önünde bir tek televizyon mu kalacak ? Yoksa rakibinden çekinen televizyon mecrası masaya oturup online ile ortak noktalarda birleşmeye mi çalışacak ? Önümüzdeki yıllarda birçok değişim bizleri bekliyor.

Türkiye reklam pastasına bakıldığında basılı harcamalar online harcamaların üzerinde ve önümüzdeki birkaç yılda da böyle devam edeceği tahmin ediliyor. Bundan sonraki yıllarda tüm reklam mecralarındaki artış oranından daha yüksek artışlar online reklam bütçeleri için olası , bu durumun mecra sıralamalarına nasıl yansıyacağını hepimiz yaşayıp göreceğiz.

Bir teoriye göre Türkiye’de 2036 yılından sonra gazete basılmayacak , sadece online yayınlanacak. Bence 2036 yılından uzun bir süre sonrasında da bu teori gerçekleşmeyecek. İlk televizyonlar çıktığında insanlar radyo içinde aynı kehanette bulunmuşlardı fakat radyo yeni teknolojilerle desteklenerek hayatına günümüzde devam ediyor , gelecekte de devam edecek. Aynı şekilde 80’li yılların başında video evlere girmeye başladığında sinema salonları boşalacaktı , fakat sinemada yeni teknolojilerle popülerliğini arttırarak devam ettirdi.

Zaman değiştikçe reklamlarının yayınlandığı mecralar gelişir , değişir. Kendilerine gerekirse yeni yaşam alanları açarak ( internetten radyo dinlemek gibi ) işlevlerini devam ettirirler.

Kaynak: omddigitalblog

20 Aralık 2010

İnternet kullanımında AB'den gerideyiz

Eurostat'ın yaptığı araştırmaya göre Avrupa ülkelerinin internet kullanım oranlarında oldukça gerideyiz.




AB istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre Türkiye, internet kullanımında AB üyeleri arasında sadece Romanya'yı geride bıraktı.

Eurostat'a göre, son 3 ayda en az bir kez internet kullandığını belirtenlerin oranı Norveç'te yüzde 93, İsveç'te yüzde 91, Lüksemburg ve Hollanda'da yüzde 90, Danimarka'da yüzde 88, Finlandiya'da yüzde 86, İngiltere'de yüzde 83, Almanya'da yüzde 80, Fransa'da yüzde 79, Belçika'da yüzde 78, Slovakya'da yüzde 76, Avusturya ve Estonya'da yüzde 74. Bu ülkeler, internet kullanımında AB ortalamasının üzerine çıktı.

İnternet kullanım oranı Slovenya'da yüzde 68, İrlanda'da yüzde 67, Çek Cumhuriyeti ve Letonya'da yüzde 66, İspanya'da yüzde 64, Macaristan ve Malta'da yüzde 62, Litvanya'da yüzde 60, Polonya'da yüzde 59, Hırvatistan'da yüzde 54, Kıbrıs Rum kesiminde yüzde 52, İtalya ve Portekiz'de yüzde 51, Yunanistan'da yüzde 44, Bulgaristan'da yüzde 43, Türkiye'de yüzde 38 ve Romanya'da yüzde 36 oldu.

Türkiye'de internet kullananların yüzde 36'sı bigisayarına virüs bulaştığını belirtirken, bu oran AB genelinde yüzde 31'e geriledi.

İstenmeyen elektronik postayla (spam) karşılaşanların oranı ise Türkiye'de yüzde 32, AB genelinde yüzde 56 çıktı.

23 Kasım 2010

Türkler İnternetten korkuyor

Uluslararası araştırma şirketi Taylor Nilsen Sofles tarafından düzenlenen araştırmaya katılan 37 ülke arasında 29. sırada yer alan Türk kullanıcıların büyük çoğunluğunun internetten alışveriş yapmama nedeni, online alışverişin çok zor ve güvensiz olduğunu düşünmeleri. Pek çok kullanıcı kredi kartı numarasını vermenin güvenli olmadığını düşünürken, online alışveriş yapmak için internetteki hizmet ve mal fiyatlarının düşmesini bekleyenler de var.

42 bin kişi üzerinde gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda, online alışverişin dünyada da duraklama yaşadığını gösteren rapor, internetten alışveriş yapanların yüzdesinin değişmediğini ancak internet kullanıcılarının artmasıyla bu seköterde de göreceli bir ilerleme yaşandığını belirtiyor. Türkiye’de son 1 ay içerisinde online alışveriş yapanların oranı internet kullanıcıları içerisinde 2001 yılında %1 iken, 2002 yılında %3 olarak gerçekleşti. Önümüzdeki 6 ay içerisinde online alışverişi yapabileceğini belirten kesimin oranı ciddi bir düşüşle %5 oldu. Bu oran geçen sene %13 olarak gerçekleşmişti.



Taylor Nelson Sofres Interactive tarafından üç yıldır her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ve 2002 yılında 37 ülkenin dahil edildiği Global e-Ticaret Araştırması’na göre, bu ülkelerde Internet kullananların oranı 2001 yılında %31 iken 2002 yılında %34’e çıktı. Internet kullananlar içerisinde online alışveriş yapanların oranı ise %15 seviyesinde kalırken, Internet nüfusunun artışı online alışveriş yapan nüfusun artışının da bir göstergesi oldu.

Türkiye Internet kullanımında %20 oran ile 37 ülke içerisinde 24. sırada yer alırken, 2001 yılı verilerine göre %16 oranı ile düşük Internet penetrasyonlu ülke sıralamasından, 2002 yılında orta seviye penetrasyonlu ülke sıralamasına yükseldi. Internet penetrasyonun en yüksek olduğu ülkeler %60 üzeri oranla Danimarka, ABD, Hollanda ve Kanada oldu.



Türkiye’de son 1 ay içerisinde Internet kullanımı kadınlarda %23, erkeklerde ise %18 seviyesinde gerçekleşirken, internet kullanım oranının en yüksek olduğu yaş grupları ise 12-24 (%24) ve 20-29 (%22) oldu. Diğer yaş gruplarına bakıldığında, Internet penetrasyonunn 30-39 ve 40 yaş ve üzeri gruplarında ise %18 olduğu görüldü.

DİĞER BULGULAR
Araştırmanın diğer önemli bulguları şöyle sıralanabilir:
* Araştırmanın gerçekleştirildiği ülkelerde son 1 ay içerisinde Internet kullanımı %34’dür. Bu oran erkekler nezdinde %38, kadınlar nezdinde ise %30’dur. Geçen sene ile kıyaslandığında Internet kullanımındaki en büyük artış %19’dan %31’e çıkarak Güney Kore’de gerçekleşmiştir.
* Internet kullanıcılarının %17’si gelecek 6 ay içerisinde Internet üzerinden alışveriş yapmayı düşündüklerini belirtmiştir. Bu oranın en yüksek olduğu ülke %60 ile Macaristan’dır.
* Online alışverişte en popüler ürünler kitap (online alışveriş yapanların %23’ü satın almıştır), CD ve diğer müzikle ilgili ürünlerdir (%15’i satın almıştır). Diğer ürünler ise kıyafet (%13), elektrikli ve elektronik aletler (%13) ve tatil paketi / biletidir (%11).
* ABD, online alışverişte %32’lik oranla liderliğini korumaktadır. Geçen sene online alışveriş yapanların oranı ABD’de %33 seviyesindeydi.
* Online yapılan alışverişler karşılığında tüketicilerin %47’si son 1 ay içersinde 1 Euro - 100 Euro arasında harcama yapmıştır. %6’lık bir kesim ise son 1 ay içerisinde Internet üzerinden yaptıkları alışveriş için 1000 Euro üzerinde harcama yapmıştır. Beklenileceği üzere, ileri yaşlardaki kişilerin harcaması daha yüksektir. Ortalamalara bakıldığında erkekler (606 Euro) kadınlara (345 Euro) göre daha yüksek harcama yapmışlardır.
* Internet üzerinden satışı yapılan ürün ve hizmetlerin fiyatı 37 ülke genelinde online alışveriş yapmayanlar açısından çok önemli bir engel olarak görülmemekle birlikte, Türkiye’de online alışveriş yapmayanların %22’si Internet üzerindeki ürün ve hizmetlerin fiyatını yüksek bulduğunu belirtmiştir.

Avrupa'da 'güvenli internet' alarmı



Lüksemburg'ta toplanan ''Güvenli İnternet Formu''nda çocukların sanal ortamda karşı karşıya kaldığı tehditlere vurgu yapılarak, dünya çapında alarma geçilmesi çağrısında bulunuldu.

Avrupa Birliği'nin (AB) Güvenli İnternet Programı (Safer Internet Programme-SIP) tarafından 2004 yılından beri düzenlenen konferansa, dünyanın çeşitli ülkelerinden temsilciler katıldı.

''Online fırsatlar ve riskler: Online teknolojilerin çocuklar tarafından nasıl kullanıldığı, ebeveynlerin onlara ayak uydurup uyduramadığı ve risklerle mücadele yöntemleri'' konularının ele alındığı uluslararası toplantıda, SIP tarafından desteklenen araştırma projesinin sonuçları ele alındı.

Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 25 Avrupa ülkesinde ''EU Kids Online II'' adıyla yapılan araştırmada, çocukların ve ebeveynlerin internet kullanımına dair veriler değerlendirilirken, tehdit algıları sıralandı.

İnternet üzerinden çocukları istismar etmeye çalışan kötü niyetli kişilerin karakterleri ve davranışlarını gözler önüne seren araştırmada, tehlikenin boyutlarına dikkat çekilerek dünya çapında alarma geçilmesi istenildi.

Avrupa Komisyonu Bilgi Toplumu ve Medya Direktörlüğü E-İçerik ve Güvenli İnternet Birimi Başkanı Richard Swetenham yaptığı açıklamada, forumun önemine dikkati çekerek, çocukların interneti daha güvenli kullanmaları için anne-babalar üzerinde farkındalık yaratmaya çalıştıklarını söyledi.

Çocukların genellikle odalarında bulunan bilgisayar aracılığıyla internete bağlandığına işaret eden Swetenham, böylelikle sanal ortamda saatlerce vakit geçirdiklerini belirtti. Çeşitli sohbet odaları ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla çocukların hiç tanımadığı kişilerle arkadaşlık kurduğunu kaydeden Swetenham, bunun son derece tehlikeli olduğunu vurguladı.

Ailelerin mutlaka çocukların internet üzerinden iletişim kurduğu kişileri tanıması tavsiyesinde bulunan Richard Swetenham, ''Bu durumda anne ve babalar tehlike riskini en aza indirmiş olur. Bu tüm aileler için kolektif bir davranış biçimi olmalı'' dedi.

İnternet üzerindeki yaptırım ve uygulamalarla daha güvenli bir ortam oluşturulmasının önemine değinen Swetenham, Türkiye'nin ''Güvenli İnternet Forumu''na katılmak üzere anlaşma imzaladığını bildirerek, 2011 yılında formun resmi üyesi olacağını kaydetti.

-TÜRKİYE AVRUPA'YA ÖRNEK GÖSTERİLDİ-

Formun oturumlarında yapılan sunumlarında ''güvenli internet'' için Avrupa ülkelerinde daha çok bireysel önlemler alındığı bilgisi verilerek, yasal düzenleme gerekliliğinin yeni farkına varıldığı vurgulandı.

Türkiye'nin bu konuda AB ülkelerine göre daha hassas olduğunu belirten uzmanlar, 2007 yılında kabul edilen 5651 sayılı ''İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun''na dikkati çekti.

Türkiye'deki yasal düzenlemenin bir AB direktifi olarak tüm üye ülkelere tavsiye edildiği forumda, sivil toplum kuruluşlarından da destek alınması önerisinde bulunuldu.

Toplantıya Türkiye'den Ulaştırma Bakanlığı, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve İnternet Kurulu temsilcileri katıldı.

Kaynak: Zaman Online

İnternet sansürleri yeterince kontrollü mü yapılıyor?



Tabular yıkılıyor mu? ‘İnternet sansürlerine’ dair tartışmalar‚ çözüm arayışlarını da artırıyor.

Alanın en yetkili kişisi tıb başkanı Fethi Şimşek’in önerisi; ‘ Gelin‚ katalog suç sayısını azaltalım.’ Nurhan Yönezer YOUTUBE ve GOOGLE sitelerine kısıtlama tartışmalarıyla uluslararası arenaya taşınan‚ Taksim’de ‘İnternette sansüre hayır’ protestolarına kadar varan bıçak sırtı ‘internet suçları’ konusu‚ tipik bir suç ve ceza hikayesini çoktan aşmış durumda. Problem büyürken çözümü de dayatıyor.

Bu konudaki en yetkili ağız olan Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek‚ belli ki‚ ’sansürcü’ damgasından da‚ demokrasi tartışmalarının ortasında yer almaktan da sıkılmış. Eylemleri‚ yürüyüşleri önemsediğini söylüyor. Hatta daha etkili olmalarını bekliyor onlardan. Ama ifade özgürlüğü konusunda STK’larla aynı görüşte değil. Şimşek‚ Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) bünyesinde daire başkanlığının kurulduğu Kasım 2007′den beri YouTube’daki teknik ve idari problemler dışında ifade özgürlüğünü engelleyici ve sansür anlamına gelen erişim engellemeden söz edilemeyeceğini öne sürüyor ve ekliyor: ‘Bu iş zaten yargıyla paralel yürüyor.’

Platform eylemlerinin mimarlarından Radikal Gazetesi Yazarı Serdar Kuzuloğlu ise TİB’in mahkeme kararlarını uygulama konusundaki sorumluluğunu reddetmediklerini ama bazı katalog suçlardaki mahkeme kararı olmadan site kapatma yetkisini görmezden gelemeyeceklerini anlatıyor. ‘Bahis‚ kumar gibi konularda hüküm vermek kolay ancak özellikle müstehcenlik gibi sınırları hiç çizilmemiş‚ kişilere göre değişkenlik gösterebilecek bir kavramın aynı kapsamda olması ortaya savunulması zor bir tablo çıkarıyor’ diyen Kuzuloğlu‚ bugün müstehcenlik gerekçesiyle ünlü fotoğrafların sitelerine erişilemediğini hatırlatıyor.

İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Mustafa Akgül ise Türkiye’nin bir yandan AB’ye girmeye‚ dünya ile bütünleşmeye‚ demokrasisini geliştirmeye çalıştığını‚ diğer yandan‚ interneti yasaklayan ülkeler arasında önderlik yarışına girdiğini‚ internet yasaklarının ayıp ve utanç kaynağı olduğunu savunuyor. Türkiye’nin örnek aldığı AB ülkelerine bakıldığında‚ çoğu ülkede internet özgürlüğü ve yasakları ile ilgili en uç düzenlemeler bile STK’lar tarafından yapılıyor. Yani ortada bir mevzuat yok. Güvenlik amaçlı olan sitelerdeki denetim emniyet tarafından yürütülüyor. Ayrıca TİB bünyesindeki İnternet Daire Başkanlığı gibi bir kuruma da gerek görmemiş Avrupa ülkeleri… Sadece çocuk istismarı ve nefret suçlarıyla ilgili engelleme ve filtreleme yaparken‚ Çin‚ İran‚ Birleşik Arap Emirlikleri‚ Suriye‚ Kuzey Kore gibi ülkeler ise bütün ülke internet trafik çıkışı üzerinden kapsamlı ve sansüre varan internet filtrelemeleri uyguluyor. Ama sorun‚ havada bırakılacak bir sorun değil. Hızla bir şeyler yapılması gerekirken‚ en yetkili kurumun başkanı Şimşek‚ ilk kez radikal bir çağrıda bulunuyor: ‘İnternet‚ sadece TC sınırları içinde kullanılmayacağına göre‚ katalog suç sayısı STK’ların talepleriyle ve TBMM’de sağlanacak bir konsensusla azaltılsın.’

Burada ölçü ne olabilir’ diye sorduğumuzda ise ‘dünya standartları’ diye cevap alıyoruz. Yani Türk toplumuna özgü suçlar yerine uluslararası normların esas alınmasının mümkün olduğuna inanıyor Şimşek. Çocukların cinsel istismarı‚ nefret suçları (soykırım) ve telif hakları uluslararası arenada en fazla kabul gören üç suç unsuru. Türkiye’de ise liste hayli kabarık: İntihara yönlendirme‚ çocukların cinsel istismarı‚ uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma‚ sağlık için tehlikeli madde temini‚ müstehcenlik‚ fuhuş‚ kumar oynanması için yer ve imkan sağlama ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar.

İnternet Daire Başkanı Osman Şen ise‚ konunun YouTube’lu ve YouTube’suz konuşulması gerektiğini söylüyor. Çünkü ona göre YouTube dışında şimdiye kadar zararlı içeriklerin kaldırılması konusunda ciddi bir zorluk yaşamamışlar. Bugüne kadar en fazla müstehcenlik‚ cinsel istismar‚ kumar ve Atatürk’e hakaretten çok yoğun ihbarlar aldıklarını ancak‚ ‘Bu içeriği çıkarın’ diye uyardıkları zaman içeriklerin çıkarıldığını ifade eden Şen‚ You Tube konusunun ise artık Türkiye’nin itibarıyla ilişkilendirilen bir noktaya geldiğini‚ buradaki geri adımın Türkiye’nin geri adımı gibi algılanabileceğini‚ bu yüzden de sorunun büyüdüğünü söylüyor.

Fethi Şimşek’e katalog suçlarının azaltılması konusundaki önerilerini soruyoruz. Çok dikkatli bir şekilde‚ ‘Bunu sağlayacak olan toplumun bakış açısı. Bağıran‚ yürüyen STK’lar bir araya gelecek ve ‘Şunlara itirazımız var‚ şunlara ihtiyacımız var’ diyecekler‚ bir irade oluşacak‚ siyasi irade ve TBMM o günün şartlarında bunu değerlendirecek. Sadece devlet bu konuya karar veremez’ diyor. Ancak ona göre STK’lar yeterince gelişkin değil. ‘En azından Avrupa’daki gibi etkili olamadıklarını düşünüyorum’ diyor; ‘İşlevsel STK’lar olsaydı‚ belki İnternet Daire Başkanlığı gibi devlet içinde bir örgütlenme olmazdı.’

Serdar Kuzuloğlu ise STK’lar konusunda‚ ‘Türkiye’deki bilişim odaklı STK’lar sansür konusunda tamamen çuvallamıştır’ diyor. Kuzuloğlu’na göre çoğunluğu ticari sektörü temsil eden bu organizasyonlar‚ devletle karşı karşışa gelmemek ya da kendi temsilcilerinin emsal girişimlerini korumak adına bu yaşananlara sessiz kalıyorlar. STK’ların toplum ve medya baskısı sonucunda göstermelik birkaç bildiri yayınlamakla yetindiklerini öne süren Kuzuloğlu‚ ‘Hatta Türkiye Bilişim Vakfı’nın sansürü protesto için parti vermiş olduğunu düşünürsek‚ işin STK tarafını daha iyi anlamış oluruz. Türkiye’de internet kullanıcılarını‚ bütün bu yaşananlardan esas mağdur olanları temsil eden STK ne yazık ki yok. Dolayısıyla TİB’in bu teklifi‚ sadece suçu aynı sonuca götürecek bileşenlerle paylaşmaktan başka bir anlam ifade etmiyor benim için’ diyor. STK’lara daha çok görev düşmesi konusunda Avrupa Konseyi ‘zararlı içerik’ konusunda‚ çok sınırlı alanlarda sivil toplumumun ‘co-regulation’ ve ’self-regulation’ yöntemlerini önermişti. Zaman zaman bu gündeme geliyor. İngiltere’de İnternet Watch Vakfı‚ kendi zararlı gördüğü sitelere filtreleme uyguluyor. TİB‚ Atatürk’e hakaret çerçevesinde 3 bine yakın içeriği kaldırtmış. Buradaki en temel sorun‚ görecelilik. Serdar Kuzuloğlu’nun bu konuda ortaya attığı sorular şöyle: ‘Kriterlerin iyi belirlenmesi gerekiyor. Atatürk’ü aşağılamak nasıl oluyor örneğin? Bunu bir komşu devlet yapınca ne yapacağız? YouTube örneğindeki gibi yüklediği siteyi komple kapatacak mıyız? Atatürk’e hakaret bu ülkede zaten tanımlı bir suç.

Failini bulursunuz‚ yargılarsınız‚ cezalandırırsınız‚ ama bunun için gidip yüz binlerce site içeren Google Sites ya da Blogger.com sitelerini tamamen kapatırsanız‚ bunun savunulacak bir yanı kalmaz. Bugünkü katalog suçları ve yaptırımları‚ internetin ve çağın mantığına aykırı olduğu kadar uygulanabilir olmaktan da uzak.’ Osman Şen‚ görecelilik konusuna hak veriyor. Yasa ilk çıktığında kendilerine ‘Mini etekli fotoğrafların yer aldığı siteler yasaklanacak mı’ diye sorular geldiğini hatırlatarak‚ ‘Türkiye’nin uluslararasılaştırılması gerekiyor’ diyor. Yani Türkiye’nin dünyadaki uygulamalara dönmesini çözüm olarak görüyor. Osman Şen’in ifadesine göre‚ Avrupa ülkeleri ‘internet hepimizin malı’ gözüyle bakıyor ve ihbarları bir araya toplayabilen bir ağ kurmuşlar. Hollanda‚ Fransa ile ilgili bir ihbar aldığında siteyi engellemiyor sadece Fransa’ya bildiriyor‚ Fransa ilgili aktöre söylüyor ve bu içerik çıkarılıyor. Akgül‚ uzun vadede felsefenin tamamen değişmesi gerektiğini savunuyor. Ona göre ‘Demokratik bir ülkede‚ devletin‚ yetişkin yurttaşları ‘zararlı içerik’ ve ‘kirli bilgi’den koruma görevi olamaz. Devlet sadece vatandaşı bilinçlendirir‚ araç ve ortam sağlar. Ona göre işte bu yüzden TİB ve ilgili yasa kaldırılıp‚ insan hakları temelli yeni bir düzenleme yapılmalı. TİB kaldırılamıyorsa da küçültülerek‚ saydam ve uzman mahkemelerle çalışmalı.

Kaynak: Başakşehir Rehberi

22 Kasım 2010

Girişimciler için araçlar


Girişimciler ne tip araçlarla projelerinde daha verimli olabilir, projelerini daha iyi tanıtabilir, daha iyi performanslar elde edebilir ? Bu sorunun cevabını ararken aklımıza gelen ve faydalı olacağını düşündüğümüz bir liste hazırladık.

Sunucu barındırma ve alan adı ile ilgili birçok girişimcinin kafasında birçok isim vardır. O nedenle zaten bildiğimiz sunucu barındırma ve alan adı firmalarından bahsetmedik.

Başlıklar ve liste uzayabilir, unuttuğumuz araçlar varsa da maliyet odaklı olmak şartı ile hangi aracı kullandığınızı ve size sağladığı faydayı da belirtebilirseniz diğer girişimciler için de kolaylık sağlayacaktır.

Proje Yönetimi

Basecamp: Fazla söze gerek yok sanırım, 37Signals firmasının bir ürünü ve en çok beğenilen yeni nesil proje yönetim araçlarının başında geliyor.

Teambox: Üç projeye kadar ücretsiz kullanabiliyorsunuz. E-Posta uyarıları ve basit arayüzü en büyük artısı.

Ortak Çalışma

Github: Kodunuzu depolamak, ortak kod yazmak için ideal. Taşeron firma ya da serbest çalışan yazılımcılarla çalışırken faydasını daha net görebilirsiniz.

Socialwok: Takım içi iletişim için güzel bir araç. Takımınız için facebook diye de düşünebilirsiniz.

99 Translations: Eğer global bir proje düşünüyorsanız bu site ve gönülllüler sayesinde sitenizi başka dillere de çevirtebilirsiniz.

Web Yönetimi

Google Analytics: Çok söze gerek yok sanırım, sitenizin, ziyaterçi, ziyaret tüm bilgilerini takip etmeniz için kullanmanız gereken en öncelikli araç.

Google Apps: Kendi alan adınızla e-posta kullanımı için altyapı olarak Google Apps kullanabilirsiniz.

Google Web Yöneticisi Araçları: Sitenizin özellikle arama motorları tarafından daha rahat taranması için site haritası yükleyebileceğiniz bir araç.

Google AdWords Reklam Planlama: Buradan hedef kitle seçerek doğru kitleye doğru reklamı yapabilir ve performansınızı ölçebilirsiniz.

Chartbeat: Google Analytics’e rakip diğer bir site analiz aracı.

Crazy Egg: Sitenizin kullanılabilirliğini ölçmek isterseniz sitenizdeki tıklanma bölgelerini ısı haritası şeklinde gösteren bir araç.

Tanıtım

Crunchbase: Girişiminiz varsa buraya bilgilerini girebilir, yatırımcı ve diğer girişimcilerin görmesini ve takip etmesini sağlayabilirsiniz.

Venturebeat: Crunchbase ile benzer bir site. Girişiminizi buraya girerek başkalarının sizi daha rahat bulmasını sağlayabilirsiniz.

Sprouter: Girişiminizi buraya girerek sizinle benzer kişileri bulabilir, yatırımcıların size daha rahat ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

TheFunded: Girişimciler için birçok kaynağa ulaşabileceğiniz bir site.

KillerStartups: Girişiminiz hakkında bilgiler girebilir ve başkalarının girişiminiz ile ilgili değerlendirmelerini dinleyebilirsiniz.

YouNoodle: Girişiminizle ilgili çevrenizi genişletebileceğiniz bir site.

E-Posta

Sendloop: E-Posta pazarlama yapmak istiyorsanız, listenizi gönderip sonra da mesajınızı hazırlayıp tanıtım yapabileceğiniz ve sonrasında performansı ölçebileceğiniz bir araç.

EasyMsg: Sendloop benzeri başka bir e-posta pazarlama aracı.

Sendmail: Açık kaynak e-posta sunucusu. Interaktif bir e-posta yapısı kullanmak istiyorsanız kullanabilirsiniz.

SendGrid: Uygulamanızdan kolay kurulumlu bir e-posta sunucusuna bağlanarak rahat bir şekilde e-posta göndermek istiyorsanız kullanabilirsiniz.

SPF: Gönderdiğiniz e-postaların “spam” olarak değerlendirilmemesi için bu kayıtları yapmanız gerekiyor.

Kullanılabilirlik ve Tasarım

UI-Patterns: Amerika’yı yeniden keşfetmek yerine “başkaları kullanılabilirlik adına neler yapmış ? ne sorunlar yaşamış? en iyi çözümler ne?” gibi soruların cevaplarını bulabileceğiniz bir site.

Patternry: UI-Patterns benzeri başka bir site.

Açık Kaynak Araçlar

Sphinx: Açık kaynak arama motoru. Siteniz içerisinde aramanın önemi çok ise bu sunucuyu kullanabilirsiniz.

Spree: Ruby on Rails için açık kaynak e-ticaret altyapısı.

Elgg: Açık kaynak sosyal ağ motoru.

SocialEngine: Başka bir sosyal ağ motoru.

PeoplePods: Başka bir sosyal ağ motoru.

Sunucu Performansı

LoadImpact: Projenize uzaktan ve sizin belirleyeceğiniz bölgelerden ziyaretçi göndererek sitenizin performansını ölçebileceğiniz bir araç.

Pingdom: Sitenizin sunucu performansını takip edebileceğiniz bir araç.

Taşeron Kullanımı

GetACoder: Eğer amacınız demo bir ürün yapmak ise buradan profillere ve yapılan yorumlara bakarak serbest çalışan yazılımcılar bulabilir veya Hindistan, Rusya, Ukrayna gibi ülkelerden küçük yazılım evi firmalar bulabilirsiniz.

RentACoder: GetACoder ile aynı mantıkta çalışan başka bir site.

Destek ve Bilgi Paylaşımı

Quora: Belirli başlıklar altında sorular sorarak o başlıkları takip edenlerin sorunuzu daha rahat görmesini sağlayabiliyor ve ilgili kişilerden cevaplar alabiliyorsunuz.

Stackoverflow: Özellikle yazılım ile ilgili sorularınıza cevaplar bulabildiğiniz bir site.

Beta ve Geri Bildirim

Prefinery: Siteniz için beta kullanıcı istiyorsanız ve bunu davetiye kodu göndererek yapmak istiyorsanız bunun için düşünülmüş hazır bir araç.

CrowdSound: Siteniz ile ilgili geri bildirim almak için sitenize ekleyebileceğiniz bir araç.

UserVoice: Crowdsound ile aynı türden bir araç.

Zendesk: Crowdsound ile aynı türden bir araç.

Data Toplama

80legs: Bir siteyi taramak istiyorsanız, 80legs ile “cloud” olmanın avantajı ile farklı ip’lerden o siteye ulaşarak data toplayabiliyorsunuz.

Web-Harvest: 80legs benzeri açık kaynak data toplama aracı.

Data-Marketplace: Size belirli bir konuda data lazımsa buradan talep girebiliyorsunuz veya elinizde bir data olduğunda buradan satabiliyorsunuz. (Ör: Türkiye’deki emlakçıkların adresleri gibi…)

Sosyal Medya Yönetimi

Boomsonar: Markanız veya şirketiniz ile ilgili algı, marka ve müşteri yönetimi yapabileceğiniz bir araç.

Monitera: Angelabs tarafından geliştirilen ve sosyal medya takibi için hem içerik toplama hem de raporlama imkanı sunan bir araç.

Somedya: Mask Production’ın sosyal medya takip servisi geçtiğimiz ay yayına girmiş yeni bir araç.

Devlet

Ticaret Sicil Gazetesi: Belki sürekli kullanmayacağınız fakat favorilerinize kaydetmeniz gereken bir site.

Internet Vergi Dairesi: Vergi borcunuzdan ödemelerinize kadar birçok bilgi içeren ve düzenli olarak takip etmeniz gereken bir site.

Kaynak: Webrazzi

07 Ekim 2010

Arabam.com Yenilendi!

Arabam.com Yeni reklam videosunu buradan izleyebilirsiniz:

 

14 Eylül 2010

Gelişen internetin 2025'e yansıması ne olacak?

‘Gelişen İnternet’ araştırması önümüzdeki 15 yıl içerisinde internetin nasıl şekilleneceğini ortaya koyuyor.



Cisco, günümüzde 2 milyar kullanıcısıyla 3 trilyon dolarlık pazar büyüklüğüne sahip olan internetin 2025 yılında nasıl büyüyeceğini ortaya koyan “Gelişen İnternet” adlı raporunu yayınladı. Araştırmada önümüzdeki 15 yıl içerisinde internetin potansiyelinin son noktasına varıp varmayacağı sorgulanıyor. Gelecekte internetin yolunu belirleyecek itici güçlerin ve belirsizliklerin araştırıldığı bu araştırmada tüm dünya nüfusunun internete bağlı olması durumunda küresel refahı, iş üretimini, eğitimi ve sosyal etkileşimi artırabileceğine dikkat çekiliyor.

Gelecekte internetle tanışması beklenen yeni kullanıcı kitlesinin büyük bir bölümünün gelişmekte olan piyasalardan olacağına dikkat çeken raporun eş yazarı ve Cisco Gelişmekte Olan Piyasalar Strateji ve Ekonomi Direktörü Enrique Rueda-Sabater, “Bu yeni kitle halihazırdaki 2 milyar kullanıcıdan çok farklı olacak. Küresel iş modelleri ve ulusal politikalar eski beklentilere, davranışlara, tavırlara, tercihlere ve başarılara dayandırıldığı takdirde çökebilir ve başarısız olabilirler” diye konuşuyor.

Araştırma, internetin geleceğine damga vuracak şu beş ana bulguya dikkat çekiyor:

• İnternete bağlı pazarlardaki en büyük büyüme günümüzün yüksek gelirli veya “gelişmiş” ekonomileri dışında gerçekleşecek.

• İnternetin küresel yönetimi büyük oranda değişmeyecek.

• "Dijital yerlilerin" internet ile bağları önceki nesillere göre önemli ölçüde farklı şekillerde olacak.

• Q klavye internetin ana arayüzü olmaktan çıkacak.

• Tüketiciler internet bağlantısı için çok farklı ödeme yollarını seçebilecek. Sabit fiyatlı ödeme seçenekleri giderek azalacak.

İnternetin geleceğini etkileyecek değişimlerin ne yönde olacağına yönelik birçok belirsizlik bulunmasına karşın rapor gelecekte şu dört farklı senaryonun yaşanabileceğini ortaya koyuyor:

Değişken sınırlar: Gelecekte internetin daha yaygın ve dağınık biçimde olacağını öngören bu olumlu senaryoya göre teknoloji, internete bağlanmayı ve cihazları daha da düşük maliyetli hale getirecek ve dünya çapındaki talepler hızlı biçimde karşılanabilecek.

Güvensiz büyüme: Hükümet ve uluslararası kuruluşların önleyici yeteneklerine karşı gelmek için yapılan acımasız siber saldırılar ve kullanıcıların aşırı güvenlikten sıkıldığı bir internet ortamının gelişeceğinin öngörüldüğü bu senaryoda güvenli alternatiflerin ortaya çıkacağı, ancak çok pahalı olacağı belirtiliyor.

Yerine getirilemeyen vaadler: Ekonomik durgunluğun süregeldiği bir dünyada internetin yayılımının azalacağının düşünüldüğü bu senaryoda korumacı politikaların ağ teknolojilerinin gelişimini engelleyeceği ve bunun da ekonomik zayıflığı artıracağı kaydediliyor.

Yoğun ilgi: İnternetin kendi başarısının kurbanı olacağının öngörüldüğü bu senaryoda ise IP bazlı hizmetlere olan aşırı talebin darboğazlar yaratacağı ve beklentiler ile gerçek internet kullanımı arasında büyük uçurumlar yaratacağına işaret ediliyor.

Kaynak: BTnet

26 Ağustos 2010

Dünyanın en riskli ülkesi Türkiye


Antivirüs yazılımlarıyla bilinen AVG, ülkelere göre zararlı yazılım oranlarını ortaya koydu. 144 ülkede 127 milyon bilgisayar üzerinden alınan bilgilere göre yapılan araştırmada Türkiye en riskli ülkeler sıralamasında birinci sırada yer aldı.



Türkiye'nin başı çektiği listede Rusya ikinci sırada yer alırken, Ermenistan üçüncü, Azerbaycan dördüncü ve Bangladeş de beşinci sırada yer alıyor.

Dünya ortalaması her 71 kullanıcıdan birinin siber tehlike ile karşılaştığını gösteriyor. Türkiye'de her 10 kullanıcıdan biri risk altında bulunuyor.

Peki neden ülkemizin de dahil olduğu riskli bölgeler oluşuyor. Rapora göre bunun birçok sebebi bulunuyor. Yasal olmayan ya da yarı yasal olarak nitelendirilebilecek riskli sitelerden indirme yapılması en riskli eylemi oluşturuyor.

Link ve dosya paylaşımının da sık olması bu tehditleri artırıyor. Ayrıca Internet kafeler ve insanların bilgisayarları sıkça ortak kullandığı yerler de tehditleri artırmaya sebep oluyor.

Peki hangi ülkeler güvenli?

Diğer taraftan Afrika ülkelerinde durum farklı gözüküyor. Sierra Leone dünyanın en güvenli ülkeleri arasında birinci sırada bulunuyor. Bir diğer Afrika ülkesi Nijer de güvenli ülkelerin başında yer alıyor. Togo ve Namibya da ilk beşte kendine yer buluyor. En güvenli ülkeler arasında üçüncü sırada Japonya'nın yer alması ise şaşırtıcı bir veri olarak karşımızda duruyor.

Afrika ülkelerinde bilgisayar kullanımı az olduğundan saldırı sayısının da az olması şaşılmayacak bir durum, ancak Japonya listede üçüncü sırada yer alarak tüm gelişmiş ülkelerin bir adım önünde olduğunu gösteriyor. Japonya'da sadece 403 kullanıcıdan biri tehlike ile karşı karşıya kalıyor.

Dünyanın diğer önde gelen ülkelerine bakıldığında Amerika Birleşik Devletleri'nde her 48 internet kullanıcısından biri risk altında bulunurken, Birleşik Krallıkta 63 kullanıcıdan biri saldırılara maruz kalıyor.

Yayınlanan raporun orijinaline ve detaylarına http://avg.typepad.com/files/internet-virus-release-english-final-1.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Kaynak: BTnet

19 Ağustos 2010

Türkiye’nin yarısı internet kullanıyor

Türkiye’de hanelerin yüzde 41.6’sının internete erişim imkânına sahip bulunduğu, yüzde 26.3’ünün ise kullanıma gerek duymadığı belirlendi.



TÜİK’in araştırmasına göre, hanelerin yüzde 41.6’sı internet erişim imkânına sahip bulunuyor. Bu oran geçen yılın aynı döneminde yüzde 30 düzeyinde idi. Türkiye’de en yaygın internet bağlantı türünün yüzde 73.3 ile ADSL olduğu görülüyor. 16-74 yaş grubundaki bireylerde bilgisayar ve internet kullanım oranları sırasıyla erkeklerde yüzde 53.4 ve yüzde 51.8, kadınlarda yüzde 33.2 ve yüzde 31.7 olarak belirlendi. Bilgisayar kullanılan yerler yüzde 70 ile ev, yüzde 31.3 ile işyeri, yüzde 17.5 ile internet kafe, internet kullanılan yerler ise yüzde 62.8 ile ev, yüzde 31.6 ile işyeri, yüzde 20 ile internet kafe olarak sıralandı.

13 Ağustos 2010

Mobil telefon ve işletim sistemi pazarında neler oluyor?

Gartner ve IDC'nin ekonomik raporları yayınlandı; Android tırmanışını sürdürüyor.

Dünya, mobil iletişim araçlarının gün geçtikçe önem kazandığı bir döneme doğru gidiyor. 2010 yılının ikinci çeyreği ile ilgili sonuçlar da bu tezi doğruluyor.



Öncelikle mobil işletim sistemlerini inceleyelim. İşletim sistemleri pazarında en büyük payı, geçtiğimiz yıla göre yaklaşık yüzde 10 değer kaybeden Symbian elinde bulunduruyor. Yüzde 41,2 satış oranı bulunan Nokia'nın Symbian'ını Blackberry yapımcısı Research in Motion (RIM) işletim sistemleri takip ediyor. RIM de geçtiğimiz yıla göre yaklaşık yüzde 1 düşse de yüzde 18,2 ikinci sıradaki yerini koruyor.

Android işletim sistemi geçtiğimiz yıla göre yüzde 16'lık bir artışla pazar payını yüzde Google Android17,2'ye çıkardı. Bunun yanında iOS da küçük bir artışla yüzde 14,2 oranında pazar payına erişti.

Windows Mobile da düşüş yaşayan işletim sistemleri arasına girdi. 2009 yılının ikinci çeyreğine göre bu yıl yüzde 4'lük bir düşüş yaşayan işletim sistemi zor günler geçiriyor.

Tüm bunların yanında mobil işletim sistemlerinin satışı geçtiğimiz yıla göre yaklaşık 21 milyon artarak 61 milyon 650 bine ulaştı.

Mobil cihazlarda durum nedir?


İşletim sistemlerindeki artış cihazların artık akıllı telefona doğru yöneldiğini de gösteriyor. Bunun yanında toplam cihaz satışında geçtiğimiz yıla göre 40 milyon adetlik bir artışla 325 milyona çıktığını söylemek mümkün.

Listenin başında uzun süredir olduğu gibi Nokia yer alıyor. Nokia'nın pazar payı yüzde 2 oranında düşse de yüzde 34,2'lik oran Fin şirketi zirvede yalnız tutmaya yetiyor. Samsung ufak bir artışla pazar payını yüzde 20 seviyesine çekerek ikinci sıradaki yerini korudu.

Pazar sıralamasında LG üçüncülüğü elinde bulundururken, RIM'in yakaladığı yükseliş eğilimiyle Sony Ericsson'la pazar payını yüzde 3,4'de eşitlemesi dikkat çekiyor.

Motorola pazar payını neredeyse yarı yarıya kaybetse de önceki gün Motorola'dan gelen açıklamayla Droid akıllı telefonlarla önümüzdeki dönemde bir artış bekleniyor.

Apple ve HTC de pazar paylarını arttırarak listede yükselişe geçen diğer şirketler. HTC ve Samsung'un neredeyse ikiye katladıkları akıllı telefon pazar payları kabaca görülebiliyor. Bunun sebebininse Android işletim sistemi olduğu tahmin ediliyor.

Kaynak: BTnet

07 Ağustos 2010

En Fazla Artış Internet reklamcılığında

Yaklaşık yüzde 36 ile internet, reklam mecralarında en fazla artış yaşayan alan oldu




Reklamcılar Derneği Başkanı Yiğit Şardan, 2010 yıl sonu tahminlerine göre, reklam yatırımlarının 2009 yılına göre yüzde 30'un üzerinde büyüyerek 3.6 - 3.7 milyar lira civarında olacağının tahmin edildiğini bildirdi. Reklamcılar Derneği üyesi medya ajanslarının verileriyle hazırlanan 2010 yılı ilk yarı reklam yatırımlarına ilişkin düzenlenen toplantıda konuşan Şardan, bu yılın ilk 6 ayında toplam 1 milyar 835 milyon lira olarak gerçekleşen reklam harcamalarında, 2009 yılının aynı dönemine göre yüzde 36.33'lük büyüme gerçekleştiğini söyledi.

Bu dönemde televizyon reklamlarının geçen yıla göre yüzde 45.92 büyümeyle 699 milyon liradan 1 milyar 20 milyon liraya çıktığını, artışta en fazla büyümenin ise 74 milyon liradan 121 milyon liraya yükselen internet reklam yatırımlarında görüldüğünü kaydetti. Şardan, yatırımların yüzde 55.59'unun televizyon, yüzde 26.70'inin basın, yüzde 7.03'ünün açık hava, yüzde 6.59'unun internet, yüzde 2.78'inin radyo ve yüzde 1.31'inin sinema reklamlarından oluştuğunu belirtti. Geçen yıl reklam yatırımlarının yüzde 15 oranında daraldığını hatırlatan Şardan, ''Reklamcılar Derneği üyelerinin beklentilerine göre, reklam yatırımlarının 2010 yıl sonunda ise yüzde 30'ün üzerinde büyüyerek 3,6-3,7 milyar lira civarında olacağı tahmin ediliyor. Bu oran, Avrupa ölçeğinde en hızlı büyüyen ülkenin Türkiye olacağına işaret ediyor'' şeklinde konuştu.

Kaynak: HT Ekonomi

27 Temmuz 2010

İnternetin yüzde 96'sı tükendi

Uzmanlara göre kısa süre içerisinde geri kalanı da tükenecek.



Web üzerinde 32 bitlik değerlerden oluşan İnternet Protokolü sürüm 4'ün (IPv4) artık yeni site ve adresler açmaya yetmeyeceği uzun süredir konuşuluyordu. IPv4, web üzerinde 4 milyardan fazla (4,294,967,296) IP adresine ev sahipliği yapabiliyor.

Bu rakam ilk bakışta fazla gibi görünse de, artık ihtiyacı karşılayamayacak durumda. Zira bu rakamın yüzde 96'sı şimdiden tükendi. Teknoloji uzmanları artık 128 bit sayıdan oluşan IPv6 standardındaki IP adreslerine geçilmesi gerektiğini belirtiyor.

İnternetin gelişimi ve inovasyonunun yeni sisteme geçilmedikçe kısıtlı kalacağını belirten uzmanlar, IPv6'ya geçilmediği takdirde operatörlerin, geliştiricilerin ve son kullanıcıların bu durumdan olumsuz etkileneceğini ifade ediyor.

IPv6 ile 2 üzeri 128 adede kadar IP adresine kavuşulmuş olacak.

08 Temmuz 2010

Internet kullanıcı sayısı 399 kat arttı

Internet, kişilerin kitleleri etkileyip akım yaratabileceği, saklamayı imkansız, paylaşmayı sınırsız kılan bir iletişim ağı, “hız”, “özgürlük”, demokrasi” kavramlarını yeniden tanımlayan ve bu kavramlarla özdeşleştirilen çok boyutlu ve çok fonksiyonlu günümüzün parlayan mecrası..



Dünyada hiçbir iletişim aracı ya da teknoloji bu kadar hızla yayılmadı. Birleşik Amerika Devletlerinde radyonun 50 milyon kullanıcıya ulaşması için 38 yıl geçmesi gerekti - bu internet mecrasının sadece 5 yılını aldı.

Dünyadaki internet istatistiklerini yayınlayan www.internetworldstats.com sitesine göre tüm dünyada internet kullanıcı sayısı son 9 senede 399 kat artarak 1,8 milyar kişiye ulaştı.

Dünyada her dört kişiden biri internet kullanıyor. Kuzey Amerika’da her 4 bireyden 3’ü on-line iken Asya’da her 5 bireyden 1’i on-line

İnternet penetrasyonunun %20.1 ile dünya ortalamasının altında olduğu Asya’da dünyadaki tüm on-line nüfusun %42.4’ü bulunuyor.

11 Mayıs 2010

Türkiye’de internet resmi işte bu şekilde!

EIAA tarafından gerçekleştirilen en son Mediascope Europe* araştırması bulgularına göre, Türkiye’de her hafta İnternet kullanan, 16 yaş üzeri 18.2 milyon kişi bulunuyor.


IAA Mediascope Europe 2010 araştırması, Türkiye’de tüketiciler tarafından giderek daha fazla kullanılan İnternet’in, onların günlük yaşamı üzerindeki etkisinin de paralel bir şekilde arttığını ortaya koyuyor.


Araştırmanın önemli bulguları şu şekildedir;

- Normal bir haftada, Türkiye nüfusunun üçte biri (%33), İnternet kullanmaktadır

- Bu kullanıcılar, haftada ortalama 10 saat İnternet kullanmaktadırlar. Bunlar arasında “Yoğun kullanıcı” olarak sınıflandırılan dörtte birlik (%24) bir kesim ise, haftada 16 saatten fazla bir süreyi İnternet kullanarak geçirmektedir. İnternet kullanımına ayrılan ortalama zaman ise, Türk halkı tarafından gazete (4.4 saat/hafta) ve dergi (4.2 saat/hafta) okumaya ayrılan zamanların toplamından daha fazladır.

- Türkiye’de her 10 İnternet kullanıcısından altısı, her gün İnternete girmektedir. Bu oran (% 60), Avrupa ortalamasının (%53) üzerindedir. Türkiye’de İnternet kullanıcılarının % 35’i ise, İnternet olmaksızın yaşayamayacaklarını dile getirmektedirler.

- Türkler, İnterneti en çok e-posta okumak (% 57), sohbet etmek (% 55), film, TV ya da video klip izlemek (39%), sosyal paylaşım sitelerinde zaman geçirmek, (% 38, yorum okumak, (% 35) ve film, TV programı ya da video klip indirmek (% 34) için kullanmaktadırlar. Bu bulgu, İnternet’in Türkiye’de hem popüler bir eğlence, hem de etkin bir iletişim aracı olarak kullanıldığını göstermektedir.

- Türk İnternet kullanıcılarının % 80’i en az bir İnternet aktivitesini, yarısından fazlası ise (% 54) e- postanın hayatları için vazgeçilemez olarak nitelendiriyor.

- Türkiye’de internet kullanıcılarının üçte ikisi geniş bant bağlantısına sahip. Geniş bant internet kullanıcılarının % 57 ‘si kablosuz ağ bağlantısı ile internete bağlanırken bu oran da Avrupa ortalamasının (% 52) üzerinde.

- Kullanıcıların % 53’ü İnternet’i aile ve arkadaş çevreleri ile teması sürdürmek için kullanırken; % 44’lük bir kesim tüm finansal işlemlerini İnternet kullanarak gerçekleştirmektedir. % 41 oranında kullanıcı, İnternet sayesinde daha iyi ürün ve hizmetleri seçebildiklerini, % 38’lik bir kesim ise çevre konularında daha güncel bilgiye ulaşabildiğini dile getirmektedir.

- Türk kullanıcıların en çok ziyaret ettiği İnternet siteleri ise, % 49 ile haber, % 37 ile emlak, % 34 ile bankacılık ve finansal hizmetler, % 32 ile fiyat karşılaştırma ve yine % 32 ile kişisel bakım ürünleri ve % 31 ile giyim kuşam olarak sıralanmaktadır.

- Bir ürün ya da hizmet hakkında araştırma yapan kullanıcılar, fiyat karşılaştırma sitelerini % 47 oranında önemli bir bilgi kaynağı olarak nitelendirmektedir. Müşteri (% 39 oranında) ve uzman (% 39 oranında) görüşleri de aynı şekilde büyük öneme sahiptir. Benzer şekilde, tanınmış perakende mağazalarının web siteleri de % 25 oranında önemli bir haber kaynağı oluşturmaktadır. Bu bulgu, İnternet’in satın alma kararlarında oldukça etkin olduğunu gösteriyor.

- Türkiye’de İnternet kullanıcılarının üçte ikisi (%66), online olarak gerçekleştirdikleri araştırma sonunda, satın almayı düşündükleri marka hakkında fikir değiştirebilmektedir. Bu ortalama da, % 55 olan Avrupa ortalamasının üzerinde bir oran olarak ön plana çıkmaktadır. Türkiye’de % 58 oranında internet kullanıcısı araştırma sonunda satın almayı planladıkları elektrikli cihaz hakkında fikir değiştirebilmektedirler.

- Türkiye’de kullanıcıların % 91’i, İnternet üzerinde alış veriş yapıyor. Son altı ayda, her bir kullanıcının satın aldığı ürün adedi ortalaması 15’tir. Yine bu dönemde kişi başı ortalama harcama da 623 Euro olarak gerçekleşmiştir.

- Araştırma kapsamında, Avrupa çapında İnternet kullanıcıları arasında en popüler olan ürünlere de yer veriliyor. Bunlar, % 52 ile seyahat biletleri, % 49 ile elektrikli cihazlar, % 43 ile giyim malzemesi, % 36 ile indirilen müzikler ve yine % 36 ile kitaplar olarak sıralanıyor.

05 Ocak 2010

Reyting nedir, nasıl ölçülür?

Reyting nedir, nasıl ölçülür, AB ve Total neye nedir? vb. sorularınızın cevabı için bu yazıyı mutlaka okuyunuz? Türkiye'de, reyting ölçümleri yalnızca 2201 evde, 2801 rating aleti takılarak yapılmaktadır. (o evdeki tüm televizyonlara bu aletten takılır)

1- İzleyici Ölçümü nedir?
İzleyici Ölçümünün İngilizce karşılığı Audience Measurement olup, izlenme oranı, izlenme payı ve benzer verilerin sağlanması amacıyla yapılan ölçümlerin tümüdür. (Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı)

2- İzlenme Oranı, İzlenme Payı nedir?
İzleyici Oranı (reyting) ortalama izlenme oranıdır. Bir program diliminde veya zaman diliminde her dakikaya düşen ortalama izleyici yüzdesini gösterir. İzlenme Payı, bir kanalın belli bir zaman diliminde toplam izleyiciden almış olduğu payı gösterir. (Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı)Türkiye'de, reyting ölçümleri yalnızca 2201 evde, 2801 rating aleti takılarak yapılmaktadır.

3- Türkiye’deki televizyonlar için izlenme oranları (reyting) ölçümleri nasıl yapılmaktadır?
Türkiye'de reyting ölçümü, Avrupa'da bir çok ülkede bu türden veriler üreten AGB Nielsen tarafından 1989 yılından bu yana gerçekleştirilmektedir.1 Ocak 2005 tarihinden itibaren izleme ölçümleri, 21 il merkezinde ve bu il merkezlerinin 20.000 nüfus üstü kent-ilçelerinde olmak üzere Türkiyede2201 hanede yapılmaktadır. Firmadan alınan bilgilerde söz konusu hane sayısının bu bölgelerdeki 5 yaş üzeri 38.935.633 kişiyi temsil ettiği belirtilmektedir. (Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı)

4- A/B ve TOTAL ne demek?
Ölçüm yapılan dört tane grup var. A/B, C1, C2, D/E. Bu grupları oluştururken hane reisinin eğitim ve mesleğine bakılıyor. Eğitim düzeyi yüksek olan insanlar A/B dediğimiz grubu oluşturuyor. C ve D/E grubu ise daha alt geliri temsil eden insanlar. Total ise bütün bu grupların toplamı demek.

REYTING (TOPLAM İZLEME ORANI)%: Belirli bir zaman diliminin dakikası başına düşen ortalama izleyici oranı. Toplam türk televizyon seyircisinin izleme oranı %.

SHARE (İZLENME PAYI) % : Bir kanalın ve programın belirli bir zaman diliminde toplam televizyon izlemeden aldığı pay.

5- Reyting ölçüm sisteminin çalışma şekli?
AGB grubu ölçümün yapılacağı illerde bir araştırma yaparak orada yaşayanların bölgede yaşayan insanların demografik özellikleri ve sosyo-ekonomik statüleri hakkında ayrıntılı bilgi toplar. ardından söz konusu bölgenin yapısını temsil etme yeteneğine sahip ailelerden oluşan bir izleyici paneli oluşturulur. reyting ölçümü yapılması için seçilecek ailelerin bulunduğu şehirlerin 5 yaşın üzerinde olup kentli nüfusa sahip olması gözetilir. (yaklaşık 41 milyon kişilik bir nüfusa karşılık gelir).şu anda yapılan reyting ölçümleri 2201 evde, 2801 rating aleti takılarak yapılmaktadır. ( o evdeki tüm televizyonlara bu aletten takılır) peoplemeter adı verilen bu reyting aletinin özel bir kumandası vardır. bu kumandayla o anda televizyon seyretmekte olan kişi sayısı ve bunların kim olduğu da gözlemlenebilir. (evdeki her aile bireyine bir numara tahsis edilmiştir. örneğin 1 numaralı düğme babanın, 2 numaralı düğme annenin, 3 ve 4 numaralı düğme çocukların gibi. aile bireyleri, televizyon izlemeye başladıkları anda ve izlemeyi bıraktıkları anda kumanda cihazında kendilerine ait düğmeye basarlar. ayrıca 9 dakikada bir "aynı kişiler mi?" sorusu görülür. böylece aile bireyleri izlemeyi bitirme ve başlama anlarında kişisel düğmelerine basmaları konusunda uyarılmış olurlar)