Sosyal Medyayı kısıtlamak doğru mu? Bir de bu açıdan bakın:
Gelişen ekonomik sistem, yeni iş dinamikleri, yeni ekonomi ve artan nüfus, artan işsizlik, özellikle herhangi bir şekilde “eğitim” almış işsizler ordusu sayesinde artan “iş” talebi karşılığını “insan kaynakları” yönetimiyle buldu. HR veya İK olarak kısaltılan bu kavram yalnızca doğru insanı doğru işe almakla kalmıyor, aynı zamanda doğru insanın doğru işteki performansını, verimliliğini ve doğru ücretlendirilmesini de sağlıyor gibi görünerek aslında kendi kendine yeni bir iş alanı oluşturuyor.
80’li yıllarda özellikle Türkiye ölçeğinde kriterler oldukça basit ve insan seçmek kolaydı. Kolej mezunu olmak yabancı dili getiriyordu. Yabancı dil öğrenmek için koleje gidebilmek ise belli bir gelir seviyesinde bir ailenin mensubu olmayı gerektiriyordu. Yabancı dil bilmek Boğaziçi, ODTÜ gibi iyi bir üniversiteye gitmeyi kolaylaştırıyordu. Böyle bir üniversiteyi bitirmek ise zaten iyi bir ekonomik duruma sahip olmanın avantajıyla birleşerek yurt dışında okumayı.
Kısacası baştan sona tam bir kazanç zinciri söz konusuydu. Yabancı dil bilen üniversite mezunlarının sayısının, kolej mezunu sayısının, iyi bir üniversiteden mezun olanların sayısının parmakla gösterildiği böyle bir durumda seçim yapmak da tahmin edebileceğiniz gibi çok kolaydı.
Fakat günümüzde durum oldukça değişmiş görünüyor. Evet ekonomik olarak sınıflar arasındaki farklılık açılmasına rağmen yüzlerce yabancı dil eğitimi veren kolej, onlarca üniversite, rekabet koşulları sayesinde başarılı öğrencilere verilen burslarla eğitimde eşitlik sağlanmadıysa bile kalifiye varsayılan yetişmiş eleman sayısındaki artış gözle görülür durumda. 80’lerdeki CV’lerden farklı olarak şimdi bir çok CVde İngilizce bilgisi standart, yanında ikinci yabancı dilleri görmek mümkün. Hatta yanlarında yurt dışında master ve doktora derecelerini de.
Üstelik bu işe alma sürecini daha iyi yapabilecek olan İK sistemi de mevcut. Eskiden nitelikleri en iyi olan tartışmasız sperm yumurtayı bulabiliyordu. Şimdiyse en iyi spermler arasından hangisinin yumurtayı dölleyeceğine İK karar veriyor.
İşi somuta dökelim. CV gönderme, İK departmanının yüzlerce CV arasından en iyileri elemesi, görüşmeye çağırması, ilk yapılan görüşmelerden sonra kapsamlı ikinci görüşmeler (çoğu zaman kurul şeklinde detaylı görüşmeler, psikolojik testler vb.) çoğu kurumda artık standart bir süreç. Üstelik sadece üst düzey yönetici seçimlerinden bahsetmiyoruz, alt kademedeki elemanlar için de aynı süreç geçerli. Yoksa İK departmanındaki elemanlar bir işe yaramaz.
Artık hepimiz biliyoruz ki yaşam artık eskisi gibi değil, çok büyük bir hızla deviniyor. Öğrenme süreci eskiden olduğu gibi üniversite yaşamıyla kısıtlı bir süreç değil, ömür boyu sürmesi gerekiyor. Doğal olarak bunun bir çok bileşeni var. Okumak gibi, eğitim toplantıları, seminerler, workshoplar, mesleki yayınların takibi ve internet gibi.
Yapılan araştırmalar tüm dünyada, ülkemizde de bu veriler daha aşağı değil, iş yerlerinde başta Facebook olmak üzere Twitter, LinkedIn gibi sosyal medyaya erişimin işveren tarafından kısıtlandığı yönünde.
Peki bundan ne sonuç çıkarabiliriz?
1. Çalıştırdığımız ve uzun süreçlerden geçirerek elediğimiz insanlara düşüncesiz, beceriksiz, aylak, üçkağıtçı muamelesi yapıyoruz. Belki gerçekten de öyleler, o zaman İK departmanımız bir işe yaramıyor. Ya da öyle değiller ama biz öyle olduklarına inanıyoruz, o zaman demek ki İK departmanımıza güvenmiyoruz.
2. İnternetin farklı kullanımları var. Doğal olarak Facebook, Twitter gibi sosyal medyaların da. İnternette porno siteleri dolaşabilirsiniz, veya mesleki bilginizi geliştirebilirsiniz, veya her ikisini de aynı anda yapabilirsiniz. Facebook’ta Recep İvedik filmlerini bolca gülücük ikonuyla paylaşabilirsiniz, veya sosyal ağınızı kurarak işyerinizdeki kişisel gelişiminiz için çevrenizi oluşturursunuz. Twitter’da gece yediğiniz çiğ köftelerin acısını paylaşabilirsiniz, veya kendi ağınızla dünya görüşünüzü, mesleki bilgilerinizi paylaşırsınız.
Dr. House der ki “Herkes yalan söyler”. Aynı şey iş görüşmesindeki motivasyonu işe girmek olan biri için daha da geçerli. Oysa aynı insan Facebook’un hayal dünyasında kendini kaybediyor ve yalan söylemiyor. Recep İvedik videolarını paylaşıyor, piyano çalan kediye gülüyor, aşırı söylemleri olan anlamsız gruplara üye oluyor.
Peki doğru olan bu insana iş yerinde Facebook’u yasaklamak mı, bu vizyondaki adamı o pozisyonda çalıştırmak mı? Yoksa sosyal medyayı doğru anlatarak sosyal medyayı hem onun adına, hem şirket adına bir avantaja çevirecek yolu bulabilmek mi?
Sosyal medyayı yasaklama sebeplerinin başında işverenin zamanını çalmak geliyor. Peki Facebook’ta vaktinizi çalarken paylaştığı videolar YouTube’da, Vimeo’da yok mu zannediyorsunuz? Ya da ekşi sözlük daha mı az eğlenceli vakit öldürmek için? Ya da farklı sitelerde çevrimiçi oyun oynamak?
Bir eleman sosyal medyaya girişi yasaklandığı için zamanınızı çalmıyor mu zannediyorsunuz? Söz konusu olan eğer iş ahlakıysa bir insanda ya vardır ya yoktur. Yoksa zaten iş yerinde internet bile olmasa kankalarıyla eğlenerek zaten kendinin ve sizin vaktinizi öldürecektir.
Başlığa dönecek olursak, İK tarafından kabul gören yeni satış ve pazarlama müdürünüz sosyal medyayı doğru kullanamayacak kadar beceriksiz mi? Yoksa sorunu başka bir yerde mi aramalı?
(Ulvi Yaman’ın blog sayfalarına http://www.ulviyaman.com adresinden ulaşabilirsiniz.)
Kaynak: BTnet.com.tr
Hakkımda
Hakkımda: Computerworld, PcWorld, BThaber, Btnet.com.tr, Btdunyasi.net gibi basılı ve online yayınlarda editörlük, Yazı işleri müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Doğan Gazetecilik bünyesinde Arabam.com'da Kurumsal Satış Müdürlüğü görevinde bulundu. Tüm bu işlerinin yanı sıra Newtech dergisi'nde birkaç yıl köşe yazarlığı yaptı. Seminerler ve akademilerde dijital reklam üzerine çeşitli sunumlar ve eğitimler veriyor. Halen belogic.co dijital performans ajansında co-founder olarak profesyonel iş hayatına dijital reklam dünyasında devam ediyor.
Detaylı bilgi için tıklayınız
07 Eylül 2011
29 Ağustos 2011
Internette her 60 saniye neler oluyor?
Dünyanın en büyük iletişim platformu internet. Her an binlerce fotoğraf paylaşılıyor, videolar beğeniliyor, yeni hesaplar açılıyor, emailler gönderiliyor, iş aranıyor ve en önemlisi bilgi sorgulanıyor.
İşte internet'in 1 dakikasının özeti bu infografikte:
(büyütmek için resme tıklayın)
İşte internet'in 1 dakikasının özeti bu infografikte:
(büyütmek için resme tıklayın)
26 Ağustos 2011
Android İçin Uygulama Geliştirme Ortamı Kurulumu
Android uygulaması geliştirmek için gereken programları ve bir android geliştirme ortamının nasıl oluşturulduğunu sizlerle paylaşacağım. Programları indirmeden önce yazıya bir göz gezdirmeniz daha yardımcı olacaktır. İyi çalışmalar .
Gerekli Programlar
1.Java Development Kit(JDK) İNDİR
2.Android SDK İNDİR
3. Eclipse SDK İNDİR
Aşağıdaki adımları takip ederek windows için gereken yazılımların seçimini yapabilirsiniz. (NOT: İndirilecek olan programları en temel gereksinimler bazında verilmiştir. Dileyen arkadaşlar uyumlu olan daha farklı sürümleri indirebilirler !)
A- JDK Seçimi
B-Android SDK Seçimi
C-Eclipse SDK Seçimi
Gerekli programları indirdikten sonra öncelikle JDK'yı bilgisayarımıza kuralım. JDK kurulumu tamamlandıktan sonra Eclipse'i zipten çıkaralım ve eclipse.exe'yi çalıştıralım. İsteğe bağlı olarak Android SDK'yı bu aşamada kurabilirsiniz ya da ileriki adımlara bırakabilirsiniz.
İlk çalıştırmada eclipse sizlere oluşturacağınız projeleri nereye kaydetmek istediğinizi soracaktır. Workspace için kayıt yeri belirledikten sonra aşağıdaki ekran karşınıza gelecektir.
Bundan sonraki adımlar Android'i eclipse'e entegre etmek üzerine. Adım adım bu işlemlere göz atalım isterseniz.
Android Entegrasyonu
1.Yeni Yazılım Yükleme (1/2)
Eclipse'i çalıştırdıktan sonra Help>Install New Software seçeneğine tıklıyoruz.
2.Yeni Yazılım Yükleme (2/2)
Açılan pencerede Add [1] butonuda tıklıyoruz. Daha sonra açılan pencerede yazılıma bir isim veriyor ve adres kutusuna "https://dl-ssl.google.com/android/eclipse/" bağlantısını giriyoruz ve Ok butonuna tıklıyoruz.
Bu işlemi gerçekleştirdikten sonra Work with[2] kısmında girdiğimiz değerleri aşağıdaki gibi görebileceksiniz. Girmiş olduğumuz adresten yazılım paketleri[3] getirilecektir. Paketlerin hepsini seçiyor ve Next[4] butonuna tıklıyoruz.
Daha sonra açılan bir pencerede paketlerin yükleme durumunu göreceksiniz. Yükleme tamamlandıktan sonra diğer adıma geçebiliriz. Ama eğer Android SDK'yı kurmamış iseniz diğer adıma geçmeden önce kurmalısınız.
3.Android SDK Dizin Ayarları
Eclipse SDK üzerinde Window>Preferences seçeneğine tıklıyoruz ve açılan pencerede sol menüden Android sekmesine geliyoruz. Daha sonra kurmuş olduğumuz Android SDK'nın bilgisayarımız üzerindeki yerini gösteriyoruz ve OK butonuna tıklayarak pencereyi kapatıyoruz.
4. Android SDK and AVD Manager Ayarları
Tüm bunları tamamladıktan sonra Window >Android SDK and AVD Manager seçeneğine tıklıyoruz. Açtığımızda birkaç defa pop-up pencerelerde bazı işlemler gerçekleşecektir. Biraz beklemenizi öneririm. İşlemler gerçekleştikten sonra Android ile ilgili paket yükleme işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz.
Her türden uygulamaya bir göz atıcam diyorsanız eğer, tüm paketleri yüklemenizi öneririm. Biraz zaman alacaktır; ama tüm paketleri yüklemek sizleri birçok uyumsuzluk ve paket eksikliği sorunundan kurtaracaktır.
5. Sanal Cihaz Oluşturmak
Yapmış olduğumuz uygulamaları çalıştırmak için bir sanal cihaz oluşturmamız gerekecektir.(Gerçek bir cihaz üzerinden de uygulama çalıştırılabilmektedir. Debug vb.) Sanal cihazımız Android SDK and AVD Manager penceresinde Virtual Devices sekmesinden yapılandırabiliyoruz. Aşağıdaki gibi bir yapılandırma sizlere yardımcı olacaktır. Arzu eden arkadaşlar daha detaylı donanım ve API seviye ayarlarıyla kendilerine özgü bir cihaz tanımlayabilirler. Yapılandırma işlemi gerçekleştikten sonra console sekmesinde oluşturulan sanal cihazla ait bilgileri görebilirsiniz. Cihazın sorunsuz bir şekilde yapılandırıldığından emin olmak için incelemenizi öneririm.
dımları sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdikten sonra Android uygulaması geliştirmek için gereken tüm temel imkanlara sahibiz demektir. İlginç, beğeni toplayan uygulamalar geliştirmeniz dileğiyle.
Kaynak: AveaLabs'den alıntılanmıştır.
Gerekli Programlar
1.Java Development Kit(JDK) İNDİR
2.Android SDK İNDİR
3. Eclipse SDK İNDİR
Aşağıdaki adımları takip ederek windows için gereken yazılımların seçimini yapabilirsiniz. (NOT: İndirilecek olan programları en temel gereksinimler bazında verilmiştir. Dileyen arkadaşlar uyumlu olan daha farklı sürümleri indirebilirler !)
A- JDK Seçimi
B-Android SDK Seçimi
C-Eclipse SDK Seçimi
Gerekli programları indirdikten sonra öncelikle JDK'yı bilgisayarımıza kuralım. JDK kurulumu tamamlandıktan sonra Eclipse'i zipten çıkaralım ve eclipse.exe'yi çalıştıralım. İsteğe bağlı olarak Android SDK'yı bu aşamada kurabilirsiniz ya da ileriki adımlara bırakabilirsiniz.
İlk çalıştırmada eclipse sizlere oluşturacağınız projeleri nereye kaydetmek istediğinizi soracaktır. Workspace için kayıt yeri belirledikten sonra aşağıdaki ekran karşınıza gelecektir.
Bundan sonraki adımlar Android'i eclipse'e entegre etmek üzerine. Adım adım bu işlemlere göz atalım isterseniz.
Android Entegrasyonu
1.Yeni Yazılım Yükleme (1/2)
Eclipse'i çalıştırdıktan sonra Help>Install New Software seçeneğine tıklıyoruz.
2.Yeni Yazılım Yükleme (2/2)
Açılan pencerede Add [1] butonuda tıklıyoruz. Daha sonra açılan pencerede yazılıma bir isim veriyor ve adres kutusuna "https://dl-ssl.google.com/android/eclipse/" bağlantısını giriyoruz ve Ok butonuna tıklıyoruz.
Bu işlemi gerçekleştirdikten sonra Work with[2] kısmında girdiğimiz değerleri aşağıdaki gibi görebileceksiniz. Girmiş olduğumuz adresten yazılım paketleri[3] getirilecektir. Paketlerin hepsini seçiyor ve Next[4] butonuna tıklıyoruz.
Daha sonra açılan bir pencerede paketlerin yükleme durumunu göreceksiniz. Yükleme tamamlandıktan sonra diğer adıma geçebiliriz. Ama eğer Android SDK'yı kurmamış iseniz diğer adıma geçmeden önce kurmalısınız.
3.Android SDK Dizin Ayarları
Eclipse SDK üzerinde Window>Preferences seçeneğine tıklıyoruz ve açılan pencerede sol menüden Android sekmesine geliyoruz. Daha sonra kurmuş olduğumuz Android SDK'nın bilgisayarımız üzerindeki yerini gösteriyoruz ve OK butonuna tıklayarak pencereyi kapatıyoruz.
4. Android SDK and AVD Manager Ayarları
Tüm bunları tamamladıktan sonra Window >Android SDK and AVD Manager seçeneğine tıklıyoruz. Açtığımızda birkaç defa pop-up pencerelerde bazı işlemler gerçekleşecektir. Biraz beklemenizi öneririm. İşlemler gerçekleştikten sonra Android ile ilgili paket yükleme işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz.
Her türden uygulamaya bir göz atıcam diyorsanız eğer, tüm paketleri yüklemenizi öneririm. Biraz zaman alacaktır; ama tüm paketleri yüklemek sizleri birçok uyumsuzluk ve paket eksikliği sorunundan kurtaracaktır.
5. Sanal Cihaz Oluşturmak
Yapmış olduğumuz uygulamaları çalıştırmak için bir sanal cihaz oluşturmamız gerekecektir.(Gerçek bir cihaz üzerinden de uygulama çalıştırılabilmektedir. Debug vb.) Sanal cihazımız Android SDK and AVD Manager penceresinde Virtual Devices sekmesinden yapılandırabiliyoruz. Aşağıdaki gibi bir yapılandırma sizlere yardımcı olacaktır. Arzu eden arkadaşlar daha detaylı donanım ve API seviye ayarlarıyla kendilerine özgü bir cihaz tanımlayabilirler. Yapılandırma işlemi gerçekleştikten sonra console sekmesinde oluşturulan sanal cihazla ait bilgileri görebilirsiniz. Cihazın sorunsuz bir şekilde yapılandırıldığından emin olmak için incelemenizi öneririm.
dımları sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdikten sonra Android uygulaması geliştirmek için gereken tüm temel imkanlara sahibiz demektir. İlginç, beğeni toplayan uygulamalar geliştirmeniz dileğiyle.
Kaynak: AveaLabs'den alıntılanmıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)