Hakkımda


Hakkımda: Computerworld, PcWorld, BThaber, Btnet.com.tr, Btdunyasi.net gibi basılı ve online yayınlarda editörlük, Yazı işleri müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Doğan Gazetecilik bünyesinde Arabam.com'da Kurumsal Satış Müdürlüğü görevinde bulundu. Tüm bu işlerinin yanı sıra Newtech dergisi'nde birkaç yıl köşe yazarlığı yaptı. Seminerler ve akademilerde dijital reklam üzerine çeşitli sunumlar ve eğitimler veriyor. Halen belogic.co dijital performans ajansında co-founder olarak profesyonel iş hayatına dijital reklam dünyasında devam ediyor.
Detaylı bilgi için tıklayınız

14 Eylül 2010

Gelişen internetin 2025'e yansıması ne olacak?

‘Gelişen İnternet’ araştırması önümüzdeki 15 yıl içerisinde internetin nasıl şekilleneceğini ortaya koyuyor.



Cisco, günümüzde 2 milyar kullanıcısıyla 3 trilyon dolarlık pazar büyüklüğüne sahip olan internetin 2025 yılında nasıl büyüyeceğini ortaya koyan “Gelişen İnternet” adlı raporunu yayınladı. Araştırmada önümüzdeki 15 yıl içerisinde internetin potansiyelinin son noktasına varıp varmayacağı sorgulanıyor. Gelecekte internetin yolunu belirleyecek itici güçlerin ve belirsizliklerin araştırıldığı bu araştırmada tüm dünya nüfusunun internete bağlı olması durumunda küresel refahı, iş üretimini, eğitimi ve sosyal etkileşimi artırabileceğine dikkat çekiliyor.

Gelecekte internetle tanışması beklenen yeni kullanıcı kitlesinin büyük bir bölümünün gelişmekte olan piyasalardan olacağına dikkat çeken raporun eş yazarı ve Cisco Gelişmekte Olan Piyasalar Strateji ve Ekonomi Direktörü Enrique Rueda-Sabater, “Bu yeni kitle halihazırdaki 2 milyar kullanıcıdan çok farklı olacak. Küresel iş modelleri ve ulusal politikalar eski beklentilere, davranışlara, tavırlara, tercihlere ve başarılara dayandırıldığı takdirde çökebilir ve başarısız olabilirler” diye konuşuyor.

Araştırma, internetin geleceğine damga vuracak şu beş ana bulguya dikkat çekiyor:

• İnternete bağlı pazarlardaki en büyük büyüme günümüzün yüksek gelirli veya “gelişmiş” ekonomileri dışında gerçekleşecek.

• İnternetin küresel yönetimi büyük oranda değişmeyecek.

• "Dijital yerlilerin" internet ile bağları önceki nesillere göre önemli ölçüde farklı şekillerde olacak.

• Q klavye internetin ana arayüzü olmaktan çıkacak.

• Tüketiciler internet bağlantısı için çok farklı ödeme yollarını seçebilecek. Sabit fiyatlı ödeme seçenekleri giderek azalacak.

İnternetin geleceğini etkileyecek değişimlerin ne yönde olacağına yönelik birçok belirsizlik bulunmasına karşın rapor gelecekte şu dört farklı senaryonun yaşanabileceğini ortaya koyuyor:

Değişken sınırlar: Gelecekte internetin daha yaygın ve dağınık biçimde olacağını öngören bu olumlu senaryoya göre teknoloji, internete bağlanmayı ve cihazları daha da düşük maliyetli hale getirecek ve dünya çapındaki talepler hızlı biçimde karşılanabilecek.

Güvensiz büyüme: Hükümet ve uluslararası kuruluşların önleyici yeteneklerine karşı gelmek için yapılan acımasız siber saldırılar ve kullanıcıların aşırı güvenlikten sıkıldığı bir internet ortamının gelişeceğinin öngörüldüğü bu senaryoda güvenli alternatiflerin ortaya çıkacağı, ancak çok pahalı olacağı belirtiliyor.

Yerine getirilemeyen vaadler: Ekonomik durgunluğun süregeldiği bir dünyada internetin yayılımının azalacağının düşünüldüğü bu senaryoda korumacı politikaların ağ teknolojilerinin gelişimini engelleyeceği ve bunun da ekonomik zayıflığı artıracağı kaydediliyor.

Yoğun ilgi: İnternetin kendi başarısının kurbanı olacağının öngörüldüğü bu senaryoda ise IP bazlı hizmetlere olan aşırı talebin darboğazlar yaratacağı ve beklentiler ile gerçek internet kullanımı arasında büyük uçurumlar yaratacağına işaret ediliyor.

Kaynak: BTnet

26 Ağustos 2010

Dünyanın en riskli ülkesi Türkiye


Antivirüs yazılımlarıyla bilinen AVG, ülkelere göre zararlı yazılım oranlarını ortaya koydu. 144 ülkede 127 milyon bilgisayar üzerinden alınan bilgilere göre yapılan araştırmada Türkiye en riskli ülkeler sıralamasında birinci sırada yer aldı.



Türkiye'nin başı çektiği listede Rusya ikinci sırada yer alırken, Ermenistan üçüncü, Azerbaycan dördüncü ve Bangladeş de beşinci sırada yer alıyor.

Dünya ortalaması her 71 kullanıcıdan birinin siber tehlike ile karşılaştığını gösteriyor. Türkiye'de her 10 kullanıcıdan biri risk altında bulunuyor.

Peki neden ülkemizin de dahil olduğu riskli bölgeler oluşuyor. Rapora göre bunun birçok sebebi bulunuyor. Yasal olmayan ya da yarı yasal olarak nitelendirilebilecek riskli sitelerden indirme yapılması en riskli eylemi oluşturuyor.

Link ve dosya paylaşımının da sık olması bu tehditleri artırıyor. Ayrıca Internet kafeler ve insanların bilgisayarları sıkça ortak kullandığı yerler de tehditleri artırmaya sebep oluyor.

Peki hangi ülkeler güvenli?

Diğer taraftan Afrika ülkelerinde durum farklı gözüküyor. Sierra Leone dünyanın en güvenli ülkeleri arasında birinci sırada bulunuyor. Bir diğer Afrika ülkesi Nijer de güvenli ülkelerin başında yer alıyor. Togo ve Namibya da ilk beşte kendine yer buluyor. En güvenli ülkeler arasında üçüncü sırada Japonya'nın yer alması ise şaşırtıcı bir veri olarak karşımızda duruyor.

Afrika ülkelerinde bilgisayar kullanımı az olduğundan saldırı sayısının da az olması şaşılmayacak bir durum, ancak Japonya listede üçüncü sırada yer alarak tüm gelişmiş ülkelerin bir adım önünde olduğunu gösteriyor. Japonya'da sadece 403 kullanıcıdan biri tehlike ile karşı karşıya kalıyor.

Dünyanın diğer önde gelen ülkelerine bakıldığında Amerika Birleşik Devletleri'nde her 48 internet kullanıcısından biri risk altında bulunurken, Birleşik Krallıkta 63 kullanıcıdan biri saldırılara maruz kalıyor.

Yayınlanan raporun orijinaline ve detaylarına http://avg.typepad.com/files/internet-virus-release-english-final-1.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Kaynak: BTnet

19 Ağustos 2010

Türkiye’nin yarısı internet kullanıyor

Türkiye’de hanelerin yüzde 41.6’sının internete erişim imkânına sahip bulunduğu, yüzde 26.3’ünün ise kullanıma gerek duymadığı belirlendi.



TÜİK’in araştırmasına göre, hanelerin yüzde 41.6’sı internet erişim imkânına sahip bulunuyor. Bu oran geçen yılın aynı döneminde yüzde 30 düzeyinde idi. Türkiye’de en yaygın internet bağlantı türünün yüzde 73.3 ile ADSL olduğu görülüyor. 16-74 yaş grubundaki bireylerde bilgisayar ve internet kullanım oranları sırasıyla erkeklerde yüzde 53.4 ve yüzde 51.8, kadınlarda yüzde 33.2 ve yüzde 31.7 olarak belirlendi. Bilgisayar kullanılan yerler yüzde 70 ile ev, yüzde 31.3 ile işyeri, yüzde 17.5 ile internet kafe, internet kullanılan yerler ise yüzde 62.8 ile ev, yüzde 31.6 ile işyeri, yüzde 20 ile internet kafe olarak sıralandı.

13 Ağustos 2010

Mobil telefon ve işletim sistemi pazarında neler oluyor?

Gartner ve IDC'nin ekonomik raporları yayınlandı; Android tırmanışını sürdürüyor.

Dünya, mobil iletişim araçlarının gün geçtikçe önem kazandığı bir döneme doğru gidiyor. 2010 yılının ikinci çeyreği ile ilgili sonuçlar da bu tezi doğruluyor.



Öncelikle mobil işletim sistemlerini inceleyelim. İşletim sistemleri pazarında en büyük payı, geçtiğimiz yıla göre yaklaşık yüzde 10 değer kaybeden Symbian elinde bulunduruyor. Yüzde 41,2 satış oranı bulunan Nokia'nın Symbian'ını Blackberry yapımcısı Research in Motion (RIM) işletim sistemleri takip ediyor. RIM de geçtiğimiz yıla göre yaklaşık yüzde 1 düşse de yüzde 18,2 ikinci sıradaki yerini koruyor.

Android işletim sistemi geçtiğimiz yıla göre yüzde 16'lık bir artışla pazar payını yüzde Google Android17,2'ye çıkardı. Bunun yanında iOS da küçük bir artışla yüzde 14,2 oranında pazar payına erişti.

Windows Mobile da düşüş yaşayan işletim sistemleri arasına girdi. 2009 yılının ikinci çeyreğine göre bu yıl yüzde 4'lük bir düşüş yaşayan işletim sistemi zor günler geçiriyor.

Tüm bunların yanında mobil işletim sistemlerinin satışı geçtiğimiz yıla göre yaklaşık 21 milyon artarak 61 milyon 650 bine ulaştı.

Mobil cihazlarda durum nedir?


İşletim sistemlerindeki artış cihazların artık akıllı telefona doğru yöneldiğini de gösteriyor. Bunun yanında toplam cihaz satışında geçtiğimiz yıla göre 40 milyon adetlik bir artışla 325 milyona çıktığını söylemek mümkün.

Listenin başında uzun süredir olduğu gibi Nokia yer alıyor. Nokia'nın pazar payı yüzde 2 oranında düşse de yüzde 34,2'lik oran Fin şirketi zirvede yalnız tutmaya yetiyor. Samsung ufak bir artışla pazar payını yüzde 20 seviyesine çekerek ikinci sıradaki yerini korudu.

Pazar sıralamasında LG üçüncülüğü elinde bulundururken, RIM'in yakaladığı yükseliş eğilimiyle Sony Ericsson'la pazar payını yüzde 3,4'de eşitlemesi dikkat çekiyor.

Motorola pazar payını neredeyse yarı yarıya kaybetse de önceki gün Motorola'dan gelen açıklamayla Droid akıllı telefonlarla önümüzdeki dönemde bir artış bekleniyor.

Apple ve HTC de pazar paylarını arttırarak listede yükselişe geçen diğer şirketler. HTC ve Samsung'un neredeyse ikiye katladıkları akıllı telefon pazar payları kabaca görülebiliyor. Bunun sebebininse Android işletim sistemi olduğu tahmin ediliyor.

Kaynak: BTnet