Hakkımda


Hakkımda: Computerworld, PcWorld, BThaber, Btnet.com.tr, Btdunyasi.net gibi basılı ve online yayınlarda editörlük, Yazı işleri müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Doğan Gazetecilik bünyesinde Arabam.com'da Kurumsal Satış Müdürlüğü görevinde bulundu. Tüm bu işlerinin yanı sıra Newtech dergisi'nde birkaç yıl köşe yazarlığı yaptı. Seminerler ve akademilerde dijital reklam üzerine çeşitli sunumlar ve eğitimler veriyor. Halen belogic.co dijital performans ajansında co-founder olarak profesyonel iş hayatına dijital reklam dünyasında devam ediyor.
Detaylı bilgi için tıklayınız

22 Mayıs 2012

Gençlik araştırması sonuçlandı


MasterCard tarafından gerçekleştirilen MasterIndex Gençlik Araştırmasına göre, 15-24 yaş arasındaki gençlerin büyük bir çoğunluğu İnternette zaman harcarken, hediye olarak en çok tablet bilgisayar istiyor.

Hediye tercihleri yeni teknolojik ürünlerden yana olan gençler,  her gün 2 saate yakın televizyon izliyor, 1 saatten fazla internette ve 1 saat Facebook’da vakit geçiriyor. Araştırmaya katılan gençlere “Hepsi aynı değerde hediyelerden hangisini tercih edersiniz?” diye sorulduğunda, yüzde 32’lik bir oranla tablet bilgisayar seçeneği ilk sırada yer alıyor. Tablet bilgisayarı yüzde 22 ile yurtdışı turistik gezi, yüzde 14’le eğitim bursu, yüzde 11’le kombine maç bileti, yüzde 8’le istediği bir giysi / aksesuar, yüzde 7 ile yurtiçi turistik gezi ve yüzde 6 ile cep telefonu takip ediyor.

Araştırmaya katılan gençlerin boş zamanlarını değerlendirme biçimleri sorulduğunda ilk üç sırayı “arkadaşlarımla gezmek” (yüzde 93), “internette gezinmek” (yüzde 92) ve “televizyon izlemek” (yüzde 89) yanıtı alınıyor. Arkadaşlarımla vakit geçiririm diyen gençler arasında, haftada 1-2 kez arkadaşlarıyla buluştuğunu söyleyenler ağırlıkta. Konu internete girmek, bilgisayar oyunu oynamak ve televizyon seyretmeye gelince gençlerin yüzde 67’si her gün internete girdiğini, yüzde 73’ü de her gün televizyon izlediğini söylüyor.

Gençler İnternet üzerinden ağırlıklı olarak kredi kartı kullanırken, bakkal alışverişinde yüzde 91’i nakit kullandığını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 26’sının bir adet, yüzde 42ünün iki adet, yüzde 1’inin ise üç adet ve üzerinde kredi kartı var. Bunun yanı sıra genç katılımcıların yüzde 53’ü banka kartı sahibi. Özellikle internette yaptıkları alışverişlerinde kredi kartı ile ödeme alışkanlıkları olan katılımcılar en çok giyim, sosyal aktivite bilet, uçak bileti/tur ve ya seyahat bileti satın alıyor.

İnternete nereden bağlandıkları sorulan gençlerin yüzde 78’i ev bilgisayarı diye cevap veriyor. Gençlerin yüzde 40’ı cep telefonundan da internete girdiğini söylerken, internete en çok cep telefonundan bağlananların oranı yüzde 12’de kalıyor.

02 Nisan 2012

SEO (Arama motoru optimizasyonu )'da 2012 trendleri

2012 dijital dünya trendleri, seo, sosyal medya etkilerini birleştirerek hazırladığımız 2012 SEO Trendleri yazı dizimizde yeniliklerin ne yönde olacağını sizlerle paylaşıyoruz.

Seo ve sosyal medya’nın önemi daha da artıyor yeniliklerden haberdar olmak için yazı dizimizin devamını aşağıda bulabilirsiniz.

1) Gerçek kişi oylamaları
Sitelerin artık otomatik olarak oluşturulan oylamalar yerini gerçek ziyaretçilerin verdikleri puanlar artık daha önemli hale geldi.

2) Mobil Aramalar
Akıllı telefon fiyatlarının neredeyse herkes tarafından ulaşılabilir konuma gelmesiyle mobil armalardaki artışta buna paralel olarak devam ediyor.Mobil aramalardaki bu artış karşısında firmalar mobil aramalarda üst sıralara çıkmak için yarışmalarıda yeni SEO trendlerinden.

3) Sesli Aramalar
Akıllı telefonların artmasıyla hayatımıza giren yeni kavramlardan biri sesli aramalar.Google’un ve Apple’ın bu servisleri yaygın olarak kullanılmaya başlandı.Bu servisler arama yapmayı kolaylaştırdığı için yakın zamanda hızla gelişmeye devam edecek ve bizim sık kullandığımız bir araç olacak.

4) Miktar Değil Kalite
Bir sitenin ne kadar fazla içeriğinin olduğundan çok o site içeriğinin kalitesi SEO açısından önem kazanmakta.İçeriğin kalite ölçütü ise özgünlük.Site içeriğinde olabildiğince özgün ve kaliteli içerik ziyaretçinin o sayfaya olan ilgisini arttırıyor.

5) CRO Herkesin Dilinde
CRO (Conversation Rate Optimization) yani dönüşüm oranı optimizasyonu.Anlamı ise sitenize gelen ziyaretçilerin ne kadarı sizin ürün veya hizmetlerinizi tüketiyorun bir oranı.Bu oran özellikle internet üzerinden iş yapanlar için çok önemli çünkü siteye giren kullanıcıların kalitesinin bir ölçütü CRO.Eğer iyi optimize edilmiş bir site ile ziyaretçileri karşılarsanız iyi dönüşüm oranları elde edersiniz.CRO ile aynı zamanda trafik kaynaklarının etkin kullanılmasının bir ölçütü olarak 2012’de çok konuşulacak bir kavram.

6) Kişiselleştirilmiş Arama
Birçok arama motoru kişiselleştirilmiş arama sonuçları için adımlar attı özellikle Google, kişiselleştirilmiş aramaya yönelik attığı büyük bir adım olarak, daha da kişiselleştirilmiş aramayı “Search Plus Your World“ı (SPYW) başlattı.Bu gelişme ile birlikte Google+ arkadaşlarımızın içeriklerini Google arama sonuçlarında daha üst sıralarda gösterilmesini sağlayarak aramasonuçlarını filitreliyor ve daha iyi sonuçlarla karşılaşmamızı sağlıyor.Bu yeni özellik ile firmaların Google+’ı SEO stratejilerini oluştururken önemli bir yere koyması gerektiğini gösteriyor.

Arama sonucunda sitenizin altında çıkan iki satırlık özet bilgi kullanıcılar açısından önemi giderek artan ve kullanıcı kararını etkiliyen en önemli faktörlerden biri .SEO stratesi oluşturulurken mutlaka üzerinde durulması gereken bir konu.Bu alan müşeterilerimizle temas noktamız ve yaptığımız işi iyi özetlememiz önemli.

7) Pozisyona Göre Tıklamalardaki Düşüş Trendi
Yapılan araştırmalar gösteriyorki artık arama sonuçlarında ilk sırada olmaktan çok ilk sayfada olmanın önemi artıyor.2006 yılında arama sonuçlarında ilk sırada yer alan site %42 tıklanma oranına sahipken 2010 yılında %34,5’a ve 2011 de bu oranın %18,2 ye kadar gerilediği görülmektedir.

8) Link İnşaa Teknikleri
Geleneksel SEO mantığı ile baclinkler alınması artık arama motorları açısından değerini yitirmekte ve agresif şekilde bu linkleri inşaa eden firmalar Google tarafından çeşitli şekilde cezalandırılmaktadır.SEO stratejisi oluşturulurken bunun optimum düzeyde tutulması çok önemli bir konu haline gelmiştir.

9) Sosyal Medya
SEO stratejisi oluştururken atlanmaması gereken bir konuda sosyal medyadır.Özellikle kişiselleştirimiş arama sonuçlarını direk etkileyen bu hesapların SEO stratejileri ile yönetilmesi gerekmektedir.Sosyal medyada paylaştığımız içeriklerin özgünlüğü ve bu içeriklerin paylaşılması arama sonuçlarını etkileyen faktörlerden biridir.

Kaynak: Kingseo.com

27 Mart 2012

Dijital reklam yatırımları ne kadar oldu?

Tüm dünyada dijital pazarlama endüstrisinin gelişmesi için kurulan ve halen 33 ülkede faaliyet gösteren IAB’nin (Interactive Advertisement Bureau) Türkiye merkezi IAB Türkiye, “2011 Dijital Reklam Yatırımlarını”nı açıkladı.

IAB Türkiye 2007 yılında; Türkiye’de dijital pazarlama endüstrisinde düzenleme yapmak, sektörün uluslararası standartlarda gelişmesine katkı sağlamak, Türkiye’yi küresel pazarda en doğru şekilde tanıtmak amacıyla 23 sektör temsilcisi tarafından bir platform olarak kuruldu. 2011’in Temmuz ayında dernekleşme sürecini tamamlayan IAB Türkiye, son yıllarda ciddi artış gösteren “Dijital Reklam Yatırımları”nın 2011 yılındaki hacmini ilk kez açıkladı.

İstanbul Şişhane’deki X Restaurant’ta, 27 Mart Salı günü IAB Türkiye Başkanı Ahmet Pura’nın, İcra Kurulu Üyeleri ile birlikte açıkladığı 2011 Dijital Reklam Yatırımları Raporu AdEx-tr, kırılımları ve tanımlarıyla birlikte sunuldu.

IAB Türkiye 2011 Dijital Reklam Harcamaları Raporu’na göre;
• Display, arama raporu, mobil reklam, ilan sayfaları, e-posta, in game advertising gibi uygulamalardan oluşan internet reklam yatırımları toplamı; 721 milyon TL,
• Gösterim/tıklanma bazlı reklam, video, sponsorluk ve gelir paylaşımlı reklam yatırımlarından oluşan “Display Reklam Yatırımları”; 294 milyon TL,
• Ücretli sıralama, arama motoru görüntülü reklam ağından oluşan “Arama Motoru Reklam Yatırımları”; 339 milyon TL,
• Mobil gösterim ve mobil opt-in SMS/MMS’den oluşan “Mobil Reklam Yatırımları” 25 milyon TL, oldu.
• İlan sayfaları reklam yatırımları 58 milyon TL olurken, e-posta ve in game advertising reklam yatırımları toplamı 5 milyon TL olarak gerçekleşti.


IAB Türkiye Başkanı Ahmet Pura “İnternetin ‘en hızlı gelişen mecra’ ünvanını koruduğunu gördük. Türkiye’nin büyüme trendi dünya ile benzerlik gösteriyor. Örneğin World Federation of Advertisers (WFA) 2011 yılı dünya toplam reklam yatırımlarının büyüklüğünü 501,7 milyar $ olarak öngörürken, Boston Consulting Group’un yaptığı bir araştırmaya göre, 2010’da tek başına ABD’de internet ekonomisinin büyüklüğü 684 milyar $’a ulaşmış, GSMH’dan aldığı pay %4,7’ye çıkmış. Bu araştırma internetin 2016’ya kadar dünyanın ilk 20 ülkesinde ortalama %10 büyüyeceğini, bu rakamın gelişmekte olan ülkelerde iki katına çıkacağını ortaya koyuyor.

Benzer şekilde ZenithOptimedia’nın 2012 Mart tarihli araştırması, internet reklam yatırımlarının 2014’e kadar yılda ortalama %21 artacağını öngörüyor. Araştırma, bu dönemde özellikle display ve ücretli arama reklam modellerinin öne çıkacağını gösteriyor. Türkiye verileri, uluslararası araştırmalarda öngörülenlere uygun bir seyir izliyor” dedi.

Türkiye’nin, 25 milyon kullanıcı sayısı*** ile internet nüfusu açısından bölgesinde Rusya’dan sonra ikinci büyük ülke konumunda olduğunu vurgulayan Ahmet Pura, internet kullanıcılarının %56’sının erkek, %44’ünün kadın*** olduğuna, ayda ortalama 49:45 saatini*** internette geçirdiklerine dikkat çekerek internetin medya tüketim alışkanlıklarını değiştirdiğini belirtti. Örneğin**** 15-34 yaş aralığında, internetten televizyon izliyorum diyenlerin oranı toplamda %74,41 iken, internetten radyo dinliyorum diyenlerin oranı %76,21, gazete okuyorum diyenlerin oranın ise %69,33 olduğunu belirtti.

Ahmet Pura ayrıca IAB Türkiye’nin kısa ve orta vadeli hedeflerini de paylaştı. Pura şunları söyledi: “IAB Türkiye, ajans – reklamveren – medya üçlüsünün aynı çatı altında buluştuğu, sektörün ortak yararı için birlikte çalıştığı bir meslek örgütü. Bu özellik IAB’yi benzersiz kılıyor, farklı bakış açılarının analiz edilmesine, sektöre bütünsel bir anlayışla yaklaşılmasına imkân veriyor. Dijital dünya hızla gelişiyor. Pazarlama iletişiminin, marka yönetiminin, işletmelerin paradigmaları değişiyor. Konvansiyonel akıl dijital akla dönüşüyor. Bu ortamda gençliğin dinamizmi ile deneyimi birleştirdik. Hedefimiz dönüşümün uluslararası standartlarda gerçekleşmesine destek vermek, sürdürülebilir bir büyüme modeli geliştirilmesine katkı sağlamak, kontrolsüzlüğün yol açabileceği tehlikelerin önüne geçerek, sektörel denetim mekanizmalarını geliştirmek, Türkiye’yi EMEA bölgesinin djital hub’ına dönüştürmek. Bu hedefler doğrultusunda çeşitli çalışmalar başlatmış bulunuyoruz. Avrupa’nın önemli dijital organizasyonları arasında yer alan Interact’ı İstanbul’a almak, atılacak ilk adımlar arasında bulunuyor. Ayrıca IAB Europe Yönetim Kurulu’na girmeyi ve IAB’nin uluslararası yapılanmasında öne çıkan ülkeler arasında yer almayı amaçlıyoruz.”

***Kaynak: Gemius SA
****Kaynak: IAB Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması Kasım 2011

16 Mart 2012

Ya bu adam bu sığlıkla nasıl buralara kadar gelebilmiş!

Cahil Cesareti üzerine ig Nobel ödüllü güzel bir araştırma;

Dunning-Kruger Sendromu

Televizyon izlerken birilerine bakıp da "Ya bu adam bu sığlıkla nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye düşündüğünüz oldu mu hiç?
Ya da işyerinizde sizinle aynı ya da daha üst aşamada bir görevde olan bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı? Onlara bakıp "Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez?" diye iç geçirdiniz mi?

Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li bu hissi çok yaşamış olacak ki, iki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya attı:

"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."

Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:
Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Bitmedi...

Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi...

Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin "kendilerine güvenleri" müthişti. Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini" düşündükleri; hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı.

Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise "en alçakgönüllü" deneklerdi; soruların yüzde 70'ine doğru yanıt verdiklerini düşünüyorlardı.
Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning-Kruger Sendromu'nun metni yazıldı:

"İşinde çok iyi olduğuna" yürekten inanan 'yetersiz' kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!

Ancak bu 'cahillik ve haddini bilmeme' karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. 'Eksiler' kariyer açısından 'artıya' dönüşür. Sonuçta, 'kifayetsiz muhterisler' her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler...
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında 'fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler...
Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler...
Muhtemelen üstleri tarafından da 'ihtiras eksikliği' ile suçlanırlar... "Ne olur fazla mütevazi olmayın!... "Siz de çevrenize şöyle bir bakın" diyeceğim ama eminim bu satırları okurken bile aklınızdan bir dolu yüz, bir dolu isim geçti...
Bence Dunning ile Kruger'in, bu çalışmalarıyla 2000'de, Nobel yerine Harvard Üniversitesi'nin Ig Nobel'ini alma nedeni "cahil olmamalarıydı."

Gönlümün nobelini bu ikiliye vererek yazımı Bertrand Russel'in bir sözüyle bitiriyorum:
"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır."

Yazan: Ece Temelkuran